ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’un AI Tomorrow Summit 2025’teki etkileyici açıklamaları, yapay zekânın artık sadece teorik ve laboratuvar ortamlarında değil, doğrudan savunma sistemlerinin kalbinde yer aldığını gösteriyor. Bu gelişmeler, teknolojik ilerlemenin sınırlarını zorlayarak, savunma stratejilerinin ve operasyonların temel dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ: savunmanın yeni cephesi
Akyol, yapay zekânın insanlık tarihindeki devrimsel dönüşümlere (buhar, elektrik ve internet gibi) yeni bir boyut kattığını vurguluyor. Ona göre, yapay zekâ sadece karar verme süreçlerini otomatikleştirmekle kalmayıp, insanın temel yeteneklerini yeniden tanımlayan ve dönüştüren bir güç haline geliyor. “İnsanın kast gücünü ortadan kaldıran sanayi devrimi, insanın işlem gücünü alan bilgisayarlardan sonra, artık insanı insan yapan karar verme kabiliyetini sarsan bir teknolojiyle karşı karşıyayız.”
2024 yılında başlatılan ASELSANnext programı, yapay zekânın şirketin tüm süreçlerine, ürünlerine ve altyapılarına entegre edilmesini hedefliyor. Yaklaşık 40’a yakın alt projeyle desteklenen bu strateji, sadece askeri sistemlerin değil, aynı zamanda şirketin çalışma kültürünün köklü bir şekilde yeniden yapılandırılmasını sağlıyor.
ASELSAN, bu üç alanda da aktif rol alarak, sivil teknolojilerle askeri uygulamalar arasında çift yönlü bilgi akışını sağlıyor. “Bugün sadece ürünlerimiz değil, iş yapış şeklimiz de yapay zekâdan etkileniyor. Geleceğin savaş ve çalışma ortamı bizimle birlikte evrilmeye devam ediyor.”
Ahmet Akyol’un detaylandırdığı örneklerde, yapay zekânın hava savunma sistemleri, sonar teknolojileri, görüntü işleme algoritmaları ve güdümlü mühimmatlarda nasıl hayata geçtiğine tanıklık ediyoruz. Bu örnekler, teknolojinin artık sadece yazılım değil, operasyonel bir aktör olduğunu net biçimde ortaya koyuyor. Türkiye, bu sayede füzelerden denizaltı tespitine kadar her alanda gerçek zamanlı ve akıllı bir yapay zekâ entegrasyonu gerçekleştiriyor.
ASELSAN’ın gelişmiş hava savunma sistemlerindeki yapay zekâ, sadece hedefin mevcut konumunu takip etmekle kalmıyor; aynı zamanda hedefin gelecekteki hareketlerini de öngörüyor. Bu sayede, mühimmat doğrudan öngörülen noktaya yönlendiriliyor. “Artık füzenin değil, hedefin gelecekte ulaşacağı noktayı takip eden sistemlere sahibiz.” Bu yaklaşım, klasik ‘ateş et ve unut’ modelinin ötesinde, dinamik ve adaptif yönlendirme teknolojisinin temelini oluşturuyor. Sistem, ani manevralar ve değişen koşullara anlık yanıtlar vererek, özellikle hipersonik tehditlere karşı savunmada devrim yaratıyor.
Geleneksel sonar sistemlerinin ses yansımalarını anlamlandırmadaki sınırlamalarını aşmak adına, yapay zekâ destekli sonar teknolojileri geliştirilmiş durumda. Bu sistemler, taş, mercan, denizaltı ya da mayın gibi nesneleri kendiliğinden ayırt edebiliyor ve gizli seyir halindeki düşman unsurlarını tespit etme konusunda büyük avantaj sağlıyor. “Su altındaki engellerin taş mı, denizaltı mı, ya da sabit nesne mi olduğunu yapay zekâ destekli sonarlarımız başarıyla ayırt edebiliyor.”
ASELSAN’ın geliştirdiği gelişmiş görüntü işleme algoritmaları, yoğun görsel kirlilikleri bile filtreleyerek, hedefleri net bir şekilde belirliyor ve sınıflandırıyor. Özellikle yoğun çatışmalı ortamlar ve yanıltıcı tekniklere karşı üstünlük sağlayan bu teknolojiler, hedef karıştırma ve yanıltma girişimlerine karşı kritik bir avantaj sunuyor. “Gemilerin bıraktığı dumanı ayıklayan, hedefi tespit edip sınıflandıran algoritmalar kullanıyoruz.”
Marlin ve Albatros gibi insansız deniz araçları, deniz ortamında otonom hareket ederek, engelleri tanıyor ve kendi taktiksel rotasını belirliyor. Bu sistemler, yapay zekâyla birlikte hareket ederek, tehditlere karşı kolektif ve esnek cevaplar verebiliyor. “Deniz ortamında sürü şeklinde hareket eden insansız sistemlerimiz, engelleri öğreniyor ve en uygun rotayı kendi belirliyor.”
Geleneksel güdümlü mühimmatlar, önceden belirlenmiş algoritmalarla hareket ederken, günümüzde yapay zekâ destekli sistemler, her atışta çevresel ve koşulları değerlendiren, kendi kendine öğrenen algoritmalar kullanıyor. Bu sayede, en uygun vurma noktası sürekli güncelleniyor. “Her seferinde mühimmat, çevre koşullarını analiz edip, en iyi vuruş noktasını kendi kararlarıyla belirliyor.”
Sinyallerin sadece tespiti değil, aynı zamanda dil, mesaj ve ton analizi yapabilen yapay zekâ, elektronik harp alanında yeni bir dönemi başlatıyor. Bu sistemler, düşmanın iletişim stratejisini anlamlandırmak ve bilgi üstünlüğü sağlamak adına kritik bir araç haline geliyor. “Radyo sinyalini tanıyor, dilini ve tonunu sınıflandırabiliyoruz.”
ASELSAN, yüksek güvenlikli ve kapalı devre sistemlerde yapay zekâ uygulamalarını sürdürüyor. Bu ortamların doğası gereği, modeller iç ağlarda çalıştırılıyor ve etik kurallar çerçevesinde entegre ediliyor. “Yüksek güçlü bilgisayarlarımızla, her yeni modeli iç ağa entegre ederek, etik ilkeler doğrultusunda uygulamalar gerçekleştiriyoruz.”
Yapay zekâ temelli otomasyon ve süreç yönetimi sayesinde, ASELSAN sadece bir yılda 650 bin saatlik işçilik tasarrufu ve yaklaşık 35 milyon dolar değerinde verimlilik sağladı. Bu, teknolojik dönüşümün ekonomik etkisini de gözler önüne seriyor.
Eskiden askeri teknolojilerin sivil teknolojilere dönüşümü konuşulurken, bugün tam tersi bir trend gözlemleniyor. Yapay zekâ ve diğer sivil teknolojilerin askeri alana entegrasyonu hız kazanmış durumda. “Artık sivil teknolojilerden askeriye teknoloji transferi yapıyoruz, bu da dönüşümün yönünü netleştiriyor.”
ASELSAN’ın genç, yenilikçi ve yetkin kadrosu, yapay zekâ alanındaki gelişmelerle uyum sağlıyor. Yurtdışından mühendislerin geri dönüşü ve yerli yeteneklerin artması, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığını güçlendiriyor. “İlk defa yurt dışından dönen mühendis sayımız, yurt dışına gidenleri geçti.”
Yapay zekâ projelerini gizlilik nedeniyle açıkça ilan edemeyen ASELSAN, mülakatlar ve iç iletişim kanallarıyla yetenekleri kazanıyor. Bu durum, şirketin inovasyon ve stratejik vizyonunu yansıtan önemli bir gösterge. Ayrıca, genç kuşak mühendisler, çalışmak istedikleri şirketi, teknolojik yenilikler ve yapay zekâ yatırımlarıyla değerlendiriyor. “Bu işleri yapmayan şirketlerin sadece verimlilik kaybı değil, iyi insan bulması da giderek zorlaşıyor.”
Ahmet Akyol’un vurgu yaptığı en önemli nokta, ASELSAN’ın savunma sanayinde sadece bir nesne değil, aynı zamanda stratejik ve teknolojik bir özne olma vizyonu taşımasıdır. Bu yaklaşım, Türkiye’nin bölgesel ve küresel arenada söz sahibi olma yolundaki kararlılığını ve ilerlemesini simgeliyor. Yapay zekâ, sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda ülkenin bağımsızlık ve güç stratejisinin temel taşıdır.
Kaynak: Webtekno
Apple’ın yeni Siri güncellemesi için zaman çizelgesi ve beklentileri öğrenin. En son gelişmeler ve özellikler…
Google Cloud ve Cloudflare'da yaşanan çökme ve etkileri, hizmet kesintileri ve kullanıcı deneyimine olan etkileri…
Tesla'nın yeni Model S ve Model X hakkında detaylar, özellikler ve yenilikler. Elektrikli araç dünyasında…
Samsung'un Galaxy S25 Edge ile geleceğin akıllı telefon tasarımını keşfedin. Yenilikçi özellikler ve şık tasarım…
Trendyol'dan sipariş iptali ve para iadesi süreçlerini adım adım anlatan kapsamlı rehber. Hızlı ve kolay…
Yapay zekâ yanıt tutarsızlıklarının nedenlerini ve derinlemesine analizleriyle, bu teknolojinin çalışma prensiplerini ve sorunlarını keşfedin.