Birçok robotun insanlardan daha dayanıklı olduğu gerçek… Bu nedenle araştırmacılar, etrafta dolaşmak için iki ayak üzerinde yürümekten daha iyi performans gösteren alternatif modeller arıyor.
Çoğu robotik araştırması, insanlardan monoton veya tehlikeli işleri devralabilecek robotlar geliştirmeye yöneliyor. Robot kolların on yıllardır fabrikalarda kullanılmasının ve Boston Dynamics’in robotik Spot köpeğinin Pompeii’deki gece vardiyasını devralarak şehrin kalıntılarını hırsızlardan korumasının sebebinin bu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak robotlar, güçlerini artırabilen dişliler, mandallar ve kasnaklar gibi çeşitli mekanizmalar aracılığıyla birçok görevde insanlardan daha iyi performans gösterecek şekilde tasarlanabilir. Biyolojik kaslar, robotların yapabilecekleri pek çok görevde neredeyse işe yaramaz olabilir.
UC Santa Barbara’daki Hawkes Laboratuvarı’ndan araştırmacılar, çoğu yapay zıplayan robotun, kanguru, kurbağa ve çekirge gibi hayvanların inanılmaz zıplama yetenekleri sergileyen özel anatomilere sahip olduğu doğadaki tasarımlara dayandığını fark etti. Aynı zamanda, bu hayvanların tek bir sıçramada gösterebilecekleri güç, tek bir kas hareketinden ne kadar enerji uygulanabileceği ile sınırlı. Süper kahramanların aksine biyolojik yaratıklar dramatik bir şekilde çömelemez, enerji biriktiremez ve ardından gökyüzüne fırlayamaz. Ama robotlar bunları yapabilir.
Henüz havalı bir isme sahip olmamasına rağmen, UC Santa Barbara araştırmacıları, “iş çarpması” olarak bilinen mekanik bir avantajı kullanan basit bir robot geliştirdiler. Küçük bir motor, bir okçunun yayı gibi davranan karbon fiber şeritlerden yapılmış çok daha büyük yaylarla eşleştiriliyor. Motor, güçlü bir filamentte yavaşça sarıldığında, yaylar sıkıştırıyor ve ezilirken, yayların etrafına sarılmış bir dizi lastik bant geriliyor, daha fazla güç eklerken aynı zamanda kırılmamaları için karbon fiberin dayanıklılığını arttırıyor.
Robotun zıplama performansının, kullanılan malzemelerin mümkün olan maksimum performansına ulaştığına inanılıyor. Yaylardaki gerilim serbest bırakıldığında, robot sadece dokuz milisaniyede 0’dan 100 kmph’ye hızlanıyor, 315g hızlanma kuvvetine ulaşıyor (çoğu insan 9g’den fazlasına dayanamaz) ve neredeyse 30 metre yüksekliğe sıçrıyor. Yaylar düzleşip enerjilerini serbest bıraktıkça, robotun şeklini de hızını artıran şık bir aerodinamik oka dönüştürüyor, ancak çok hafif olduğu için bu süreçte kendisini yok etmeden yere geri inebiliyor.
Bir robot için engebeli arazilerin ve engellerin üzerinden atlamak, yuvarlanmaya veya üzerinden geçmeye çalışmaktan çok daha kolay ve robotun yetenekleri, Dünya’nınkinden daha az yerçekimi olan diğer gezegenlerde kullanılırsa daha da fazla işe yarayabilir. Araştırmacılar, robotun mevcut haliyle, azaltılmış yerçekimi ve atmosfer eksikliği sayesinde Ay’da 120 metre yüksekliğe ve yarım kilometrelik net mesafelere ulaşabileceğini tahmin ediyor…
Kaynak: Chip
Xiaomi'nin alt markası Redmi, yeni bir marka kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Yenilenen tasarımı ve gelişmiş özellikleriyle…
Cam kurbağalar, doğada hayatta kalmak için olağanüstü gizlenme yetenekleri geliştirmiştir. Bu yazıda, bu ilginç canlıların…
Hayal kurmanın beyin üzerindeki etkilerini keşfedin! Hayal gücünün nasıl çalıştığını, zihinsel sağlığı olumlu yönde nasıl…
BMW'nin Hofmeister kıvrımı, otomobil tasarımında ikonik bir imza olarak öne çıkıyor. Bu eşsiz tasarım unsuru,…
Elon Musk, X platformunda yeni beğenme özelliğini tanıttı! Bu özellik, kullanıcıların içeriklerle etkileşimini artırmayı hedefliyor.…
Okyanusta keşfedilen gizemli cisim, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Yumurtadan robotik incelemelere kadar uzanan bu heyecan…