Finalmouse Ultralight 2 Cape Town İnceleme

Finalmouse sektördeki en nev-i şahsına münhasır firmalar arasında. Firma, aynı anda sadece tek bir model fare üretiyor ve bunu yüksek rakamlarda, seri olarak üretmeyi de reddediyor. Peki üretilen az sayıda fare ne oluyor dersiniz? Doğru tahmin ettiniz, firmanın sitesinde saatler içinde tükeniyor ve sadece üçüncü parti firmalardan, karaborsa fiyatlarına alıcı buluyor. Makul oranda ses getiren birkaç modelin ardından Ninja’nın desteğiyle geliştirdikleri Air58 modeliyle popülerliği yakalayan firma, ardından geliştirdikleri daha küçük, daha hafif ve en az Air58 kadar ilginç bir model olan Ultralight 2 Cape Town ile inceleme sayfalarımıza konuk oluyor.

Cape Town firmadan çıkan son model değil. Magnezyum gövdesi ve sadece 43 gramlık ağırlığıyla en son çıkan Starlight-2 serileri şu sıralarda 600$ gibi fiyatlardan alıcı bulmakta. Cape Town o derece pahalı olmasa da (240-270$ civarına bulunabiliyor) yine çok nadide bir model ve aslında bakarsanız, bu fahiş fiyatları vermeyi kabul eden teknoloji çılgınları ve espor profesyonelleri dışında hiç kimseye de hitap etmiyor.

Finalmouse bu modelde kompozit gövde bloğu üzerine honeycomb tasarım tercih etmiş. Bej rengi gövde ile turuncu renkteki fare tekerleği ve paracord benzeri kablonun renk uyumu son derece hoş. Cape Town ufak tefek bir fare ve sadece 47 gram ağırlığında. Birazdan bahsedeceğimiz, fareyi elinizin boyutuna uydurmanızı sağlayan, 3M ortaklığıyla geliştirilmiş INFINITYSKINS yapışkan süngerlerini kullandığınızda 57 grama kadar çıkabiliyor. Korkunç hafif evet ve oldukça da küçük (116x53x36mm) bir fare. Herhangi bir ışıklandırma da barındırmıyor.

Zowie S2 incelemesinde sizlere bazı farelerin rakamlardan ziyade size hissettirdikleriyle, sunduğu rahatlıkla değerlendiğinden bahsetmiştik. Korkunç fiyatını saymazsanız Cape Town da öyle bir fare. Üzerindeki Pixart PMW3360 sensörü uzun zamandır piyasada, en hızlısı olmasa da son derece başarılı bir ürün. Finalmouse hiçbir yazılımsal hızlandırma kullanmadığından tıpkı Zowie gibi farenin çözünürlük desteğini 3200dpi ile sınırlamış. 50G hızlanma ve 250 IPS hıza sahip olan sensörün değerleri de zaten fazlasıyla yeterli. Finalmouse bu modelde polling rate değerini 500Hz olarak belirlemiş. Piyasada 8K polling rate değerleri gördüğümüzden bu rakama burun bükebilirsiniz ama açık konuşmak gerekirse, aradaki farkı hissetmeniz pek olası değil. Yani evet, rakamlar etkileyicisi gözükmüyor ama son derece fonksiyonel. Kullanılan switchler de Omron’un 20 milyon tuş başım ömürlü D2FC-F serisinden. Tuş gecikmesi 13ms, hiç fena sayılmaz. Kendi sınıfında aldığımız iyi değerlerden biri. Çok gürültülü değil, basım hissi ve tokluğu ise harika. Fareyi salladığınızda bir ses gelmiyor, üzerine ağırlık uyguladığınızda da o “creaking” sesini duymuyorsunuz. Üretim ve malzeme kalitesi son derece başarılı. Fare tekerleği oldukça yumuşak ve parmağınızı yormuyor, ben beğendik. Farenin fonksiyon tuşları da sünger hissinden uzak, hissiyatı güzel ve ulaşması kolay bir noktada. Zaten fare üstünde DPI (400-800-1600-3200) tuşu var, başka da bir tuş yok. Virgin Grade PTFE skatezler çok başarılı bir süzülme hissine sahip, maalesef kutudan yedekleri çıkmıyor.

Cape Town’ın alametifarikası aslında süper bir fikir olarak gördüğümüz ancak denediğimizde o kadar da memnun kalmadığım INFINITYSKINS. Bunlar üç set, farklı boyutlarda yapışkan süngerlerden oluşuyor ve farenin ebadını elinize uygun şekilde büyütmeyi veya fareyi tutuş şeklinize uydurmayı mümkün kılıyor. 3M desteği ile tasarlanan bu eklentiler bence farenin geri kalanı ile bir uyum içerisinde değil ve pişman olup çıkartırsanız da yapışkanın bir kısmını fare üstünde bırakıp kullanılmaz hale gelebiliyorlar. Yani tabii ki kutu içeriğine dahil olması güzel ama beklentinizi de çok yükseltmeyin. Bence üzerine daha çok düşünülebilirmiş.

Kutu demişken, ürünün kutu tasarımı ve kalitesi çok kötü. Kesinlikle farenin ve diğer içeriğin kalitesini yansıtmıyor. Umarım sonraki modellerde düzeltilir. Yani Glorious’a falan bakınca kese kağıdı gibi geliyor, açık konuşmak gerekirse.