Gamzeler: Genetik Bir Miras mı, Yoksa Anatomik Bir Tesadüf mü?
Gamzelerin varlığı, aslında genetiğimizin derinliklerinde gizli. Ancak bu durum, ilk bakışta düşündüğünüz kadar basit değil. Bilim, gamzeleri yalnızca anatomik bir tesadüf olarak tanımlasa da, bu çukurlar birçok insan için bir kimlik unsuru haline gelmiştir. Peki, neden herkes gamzeli doğmuyor?
Gamzelerin kökeni, yüz kaslarımızın deriye nasıl bağlandığıyla doğrudan ilgilidir. Yüzümüzdeki zygomaticus major kası, gülümseme sırasında yanağımızı yukarı çekmekle görevlidir. Ancak bazı bireylerde bu kasın bir kısmı, deriye daha kısa ve derin bir şekilde bağlanmaktadır. İşte bu farklılık, gamze olarak bildiğimiz çukurların oluşmasına sebep olmaktadır.
Gamzelerin genetik olarak aktarılması, tek bir baskın genle ilişkilendirilse de, aslında birden fazla gen ve hatta epigenetik faktörlerin de devreye girdiği bir süreçtir. Örneğin, bir çocuğun gamzeli doğması için ebeveynlerden yalnızca birinin bu geni taşıması yeterli gibi görünse de, genlerin “sessiz kalma” olasılığı veya embriyonik gelişim sırasındaki rastgele varyasyonlar, herkesin bu özelliği taşımamasının sebepleri arasında yer almaktadır.
Embriyonik dönemdeki kas dokusunun şekillenmesi de gamzelerin oluşumunu belirlemektedir. Hücre bölünme hızı, kas liflerinin uzama açısı ve deri altındaki yağ dokusunun dağılımı, doğum anında yüzümüzdeki çukurların varlığını etkileyen önemli faktörlerdir. Hatta bazı bireyler çocukluk dönemlerinde gamzeli olmasına rağmen, zamanla yağ dokusunun azalması veya kas tonusundaki değişiklikler nedeniyle gamzelerini kaybedebilmektedir. Bunun tam tersinin de mümkün olduğu unutmamalıdır.
“Evrimsel süreçte gamzelerin bir işlevi var mı?” sorusunu sorduğumuzda, bilim bu konuda kesin bir yanıt verememektedir. Bazı antropologlar, gamzelerin geçmişte sosyal bağ kurmada ve samimiyet sinyali vermede rol oynamış olabileceğini öne sürse de, bu teoriler henüz kanıtlanmamıştır. Kimi toplumlarda gamzeler, bir şans sembolü olarak görülürken, kimi inançlarda da “Tanrı’nın parmak izi” olarak yorumlanmaktadır.
Toplumda birçok insan, gamzelerin oluşumunun bir “kas eksikliği” ile ilgili olduğunu düşünse de, gerçekte bu durum, embriyonik gelişim sürecinde şekillenen genlerle aktarılan birer dokudur. Gamzeler, kasların anatomik konumuyla doğrudan ilişkilidir. Kısacası, her insanda bulunmayan gamzeler, anne karnındaki 5-8. haftalar arasında şekillenen yüz kasları ve hücre hareketleri ile bağ dokularıyla bağlantılıdır. Yani, sanılanın aksine gamze, bir “eksiklik” değil, doğanın sunduğu bir çeşitliliktir.
Kaynaklar: 1, 2, 3
Kaynak: Webtekno