Gece Duygusal Hassasiyetin Artmasının Sebepleri ve Çözüm Önerileri

Gece Duygusal Hassasiyetin Artmasının Sebepleri

Peki, zaman zaman neden gündüz neşeli hâldeyken, gece hiçbir şey olmadığı hâlde bu ruh hâline büründüğümüzü merak ediyor musunuz? Her bireyin nedenleri elbette farklılık gösterir ve bu duruma yol açan tek bir sebep yoktur. Ancak biyolojik saatimizden sosyal izolasyona kadar birçok faktör bu durumu tetikleyebilir. Gelin, bu sebepleri daha yakından inceleyelim.

Gün ışığı azaldığında, beynimiz uykuyu tetikleyen melatonin hormonunu salgılamaya başlar. Ancak melatonin hakkında pek bilinmeyen bir gerçek var: Melatonin miktarı arttıkça serotonin düzeyimiz ters orantılı olarak azalır. Bu dengesizlik, duygusal hassasiyetlerimizi artırdığı gibi, geceleri gelgitli duygular hissetmemize neden olur.

Üstelik gündüz, stresle başa çıkmamızı sağlayan kortizol hormonumuz, gece çok düşük seviyelere ulaşır. Savunmasız kalan zihin, olumsuz düşüncelere karşı daha duyarlı hale gelir. Bunun yanı sıra, mantıklı karar alma merkezimiz olan prefrontal korteksimiz gece yorgun düşer. Bu durum, geceleri duygularımızı yönetmekte zorlanmamıza yol açar.

Duygusal beyin olarak bilinen limbik sistemimiz de tahmin edersiniz ki gece saatlerinde oldukça aktiftir. Gün boyunca bastırdığımız endişeler, kaygılar ve üzüntüler gece saatlerinde tek tek önümüze serilir. Bu durumun etkileri oldukça belirgindir, değil mi?

Tabii ki gece gelen yalnızlık hissini de göz ardı etmemek gerekiyor. Gecenin sakinliği, bazı şeyleri sorgulamaya daha elverişli bir ortam sunar ve insanın gün içinde bastırdığı tüm hislerini yüzeye çıkarır. Sosyal medya bile çoğunlukla gece saatlerinde aktif değildir.

• İnsan sosyal bir varlık olduğundan, iletişim eksikliği duygusal yükü ve yalnızlık hissini artırır.
• Bu durum, bizi iç dünyamızla baş başa bıraktığı gibi, gece = hüzün bağlantısını pekiştirir.

Bilimsel araştırmalar, insanın gece geç saatlerde daha içe dönük ve derin düşüncelere daldığını göstermektedir. Örneğin, 2013 yılında Frontiers in Psychology dergisinde yayınlanan bir çalışma, gece saatlerinde alınan kararların daha duygusal bir nitelik taşıdığını ortaya koymuştur.

Peki, Ne Yapmalıyız?

Öncelikle sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmak oldukça önemlidir. Melatonin ve serotonin dengesini sağlamak için her gün aynı saatte yatıp kalkmak ve çok geç saatlere kadar uyanık kalmaktan kaçınmak gereklidir. Bunun yanı sıra, mavi ışığın melatonin üretimini baskıladığını unutmamak gerekir; bu nedenle uyumadan önce dijital ekranları kendinizden uzak tutmak sağlıklı bir karar olacaktır.

Sonuç olarak, gece yarısı neredeyse herkese çöken hüzün, sizin melankolik bir ruh hâlinde olduğunuzu göstermez. Bazı durumlar duygusal olarak bizi etkileyebilir, ancak çoğu şeyin biyolojik denge ile alakalı olduğunu kabul etmek önemlidir.

Kaynaklar: 1, 2, 3, 4
Kaynak: Webtekno