Gündelik yaşamda kullandığımız birçok eşya, hatta belki de duyduğunuzda şaşıracağınız bazı gıdalarda bile radyasyon bulunuyor. Bu ürünleri tüketerek veya kullanarak, istemeden de olsa radyasyon almış oluyoruz. Peki, bu durum gerçekten tehlikeli mi?
Kedi kumunun özellikle kil veya bentonit içeren çeşitleri, hafif radyoaktif özelliklere sahiptir. Bu nedenle, uluslararası sınır kontrol noktalarında bile zaman zaman radyasyon uyarılarına neden olabilir. Bu durumun arkasında, kilden doğal olarak bulunan toryum, uranyum ve potasyum-40 izotopları yatmaktadır. Ortalama bir kil bazlı kedi kumunda, gram başına 4 pCi uranyum, 8 pCi potasyum-40 ve 3 pCi toryum bulunmaktadır. Bu seviyeler, genel olarak sağlık sorunlarına yol açmamış olsa da, yine de dikkatli olmakta fayda var.
Muz, potasyum açısından oldukça zengin bir meyvedir ve bu potasyumun bir kısmı, doğal olarak radyoaktif olan potasyum-40 izotopunu içermektedir. Ortalama bir muz, saniyede yaklaşık 14 bozunma yayarak 450 mg potasyum barındırır. Yani farkında olmadan radyoaktif bir meyve tükettiğimizi söyleyebiliriz. Ancak bu noktada endişe edilecek bir durum yoktur. Muz gibi havuç, patates ve kırmızı et gibi gıdalar da hafif miktarda radyasyon içermektedir.
Floresan lambalarının bazıları, içerisinde beta ve gama radyasyonu yayan kripton-85 isimli radyoaktif gazı barındıran küçük bir cam tüp içerir. Ancak bu durum, tüp kırılmadığı sürece tehlike oluşturmaz. Tüp kırıldığında bile, içerisindeki kimyasal maddelerin toksik etkisi, radyasyonun yaratabileceği risklerden genellikle çok daha büyük olmaktadır.
Çoğu duman dedektörü, içinde küçük miktarlarda amerisyum-241 izotopu bulundurmaktadır. Bu izotop, alfa parçacıkları ve beta radyasyonu yayar. Amerisyum-241’in yarı ömrü yaklaşık 432 yıldır, bu da demektir ki bu izotop kısa vadede yok olmayacaktır. Duman dedektörlerindeki bu kaynak, normal kullanımda herhangi bir risk oluşturmaz; ancak dedektörün parçalanması durumunda amerisyum çevrede birikebilir. Bu da gelecekte potansiyel bir çevre sorunu yaratabilir.
Bazı değerli taşlar, örneğin zirkonyum, doğası gereği radyoaktiftir. Bunun yanı sıra, bazı değerli taşların renklerini güçlendirmek amacıyla nötron ışınlarıyla işleme tabi tutulduğu bilinmektedir. Bu yöntemle renklendirilen taşlar arasında turmalin, topaz ve beril bulunmaktadır. Ayrıca, bazı yapay elmaslar metal oksitlerden yapılmakta ve bu taşların bazılarında radyoaktif elementler kullanılmaktadır. Dolayısıyla, bu taşlar düşük seviyede radyasyon yayabilir; ancak bu radyasyonu vücudunuza almak için uzun süreli bir temas gereklidir.
Kaynaklar: ThoughtCo, Department of Energy
İlginizi çekebilir:
Kaynak: Webtekno
Huawei Mate X6 onarım fiyatları açıklandı! Cihazınızın tamir sürecinde bilmeniz gereken tüm detaylar ve fiyatlar…
Steam Sonbahar İndirimleri 2024'te devasa fırsatlar ve indirimli oyunlarla dolu bir alışveriş deneyimi sizi bekliyor!…
Türkiye'de Roblox ve Discord'a erişim engellerine dair en son gelişmeleri keşfedin. Bu platformların sıkıntıları, kullanıcı…
Yapay zekâ ajanları için devrim niteliğinde bir işletim sistemi geliştiren dev/agents, akıllı algoritmalar ve yenilikçi…
Kia EV3'ün Türkiye lansmanı gerçekleşti! Yeni elektrikli aracın özellikleri, performansı ve fiyatları hakkında detaylı bilgiye…
Instagram, yeni kolaj özelliği ile hikâyelerinize farklı bir boyut kazandırıyor. Yaratıcılığınızı konuşturabileceğiniz bu yenilikle, paylaşımlarınızı…