HIV ve AIDS: Gerçekler, Yanılgılar ve Son Gelişmeler

HIV ve AIDS: Gerçekler ve Yanılgılar

Günümüzde birçok insan, cinsel yolla, kanla ya da perinatal yolla bulaşan HIV virüsüne sahipken bunun farkında bile olmayabiliyor. Kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, mevcut tedavi yöntemleri hastalığı kontrol altında tutmaya yardımcı olabiliyor. Peki, 21. yüzyılda kesin bir tedavi neden hâlâ bulunamıyor? Bu sorunun yanıtlarını beraber inceleyelim.

HIV ve AIDS arasında bir fark var mı?

HIV, insan bağışıklık sistemine saldırarak onu zayıflatan bir virüstür. Eğer HIV enfeksiyonu tedavi edilmezse, zamanla AIDS (Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) adı verilen daha ileri bir aşamaya dönüşebilir. Bu durumu basit bir ifadeyle özetlemek gerekirse, HIV erken dönemde teşhis edilip tedavi edilmezse, AIDS’e evrilebilir. HIV virüsü, dövme, manikür ve pedikür gibi basit uygulamalarla bile bulaşabilmektedir. Dikkat edilmediği takdirde, bu virüs çok sayıda insana geçebilir.

Virüs, bağışıklık sistemimizi çökertirken vücudumuzun ona karşı geliştirdiği tepkilere rağmen HIV, hızla çoğalma potansiyeline sahiptir. Bağışıklık sistemimiz ne kadar direnç gösterirse göstersin, virüs o kadar artmaya eğilimlidir. Bu nedenle, “nasılsa tedavisi yok, ilaç kullanmam” demek yerine, ilaç tedavisiyle süreci desteklemek çok önemlidir. Aksi halde, düzenli olarak kullanılmayan ilaçlar, virüsün vücutta yayılmasına zemin hazırlayabilir. Eğer ilaç kullanılırsa, HIV hâlâ vücutta bulunsa bile bir süre için uyku aşamasında kabul edilebilir.

HIV, yüksek çoğalma potansiyeline sahip bir virüs olduğu için kesin bir tedavi yöntemi bulmak son derece zordur. Tek bir AIDS hastası, HIV virüsünün binlerce farklı varyantını taşıyabilir. HIV, taşıyıcının DNA’sına entegre olan bir retrovirüs olduğundan, etkili bir aşı veya tedavi yöntemi geliştirmek oldukça karmaşık bir süreçtir.

Son Gelişmeler

Geçtiğimiz aylarda Hollanda’daki bilim insanları, HIV’i enfekte olmuş hücrelerden ayırabilmeyi başardı. Bu çalışmada, CRISPR gen düzenleme teknolojisi kullanıldı. Bu sistem, DNA’nın kesilerek içindeki zararlı kısımların ayrılmasını sağlıyor. Bu başarılı çalışmanın mimarları, virüsün tamamen ortadan kaldırılması için daha fazla araştırma ve geliştirme yapılması gerektiğini vurguluyorlar.

Kaynaklar: WHO, Aids Map

Kaynak: Webtekno