İnsan Cildinin Tat Alma Yeteneği

Bilim insanlarının 2015 yılında başlattıkları ve yakın zamanda sonuçlandırdıkları bir araştırma, tat alma yeteneğinin çok daha geniş bir perspektife sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu yetenek yalnızca dilimize özgü değil, aynı zamanda cildimiz de tat alma kabiliyetine sahip.

Peki, böyle bir olgunun nasıl mümkün olduğunu merak ediyor musunuz? Hepimizin bildiği gibi, dilimizde çeşitli tatları algılayabilen birçok reseptör bulunmaktadır. Bunlardan en dikkat çekeni ise acı tat reseptörleridir. Bu reseptörler, potansiyel olarak zararlı olabilecek yiyecekleri veya maddeleri yutmamızı engellemek amacıyla varlık gösterir.

Fakat, bu acı tat reseptörlerinin bulunduğu tek bölge dilimiz değil. Araştırmalara göre, deri hücrelerimizde de benzer şekilde acı reseptörleri bulunmaktadır. Bu reseptörler, cildin zararlı maddeleri tespit ederek o bölgeden uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Yapılan yeni araştırmalar, bu reseptörlerin görevlerinin, bazı zararlı maddelerin ciltte kalmasını ve olası hasarlara yol açmasını önlemek olduğunu göstermektedir.

Bu reseptörler, bilimsel olarak TAS2R olarak adlandırılmaktadır. Başlangıçta, bu hücrelerin yalnızca dilde bulunduğu düşünülüyordu. Ancak, araştırmalar sonucunda, insan vücudunun çok daha geniş alanlarına yayıldıkları anlaşılmıştır. Bu bölgeler arasında, cildin yanı sıra üst solunum yolları, mide ve kolon da bulunmaktadır.

Bunların tespit edilmesi için laboratuvar ortamında geliştirilen keratinositler (derinin en dış katmanı olan epidermiste bulunan hücreler), feniltiyokarbamid (PTC) isimli bir bileşenle karşılaştırılmaktadır. Ardından, keratinositlerdeki reseptörler PTC’yi algılayarak ona bağlanır ve acı bileşiğini hücre zarlarından geçirip, hücrenin dışına atmak amacıyla bazı proteinlerin (ABC taşıyıcıları) üretimini başlatır. Bu olaylar zinciri, hücreyi potansiyel olarak zehirli acı bileşiklerin zararlı etkilerinden korumaktadır.

Sonuç olarak, cildimizin bu acı tadı nasıl algıladığını açıklayan bu mekanizma, oldukça ilginç ve bir o kadar da muazzam! Kaynaklar: Science Alert, VICE

Buna benzer daha fazla bilim içeriği:

• Webtekno