Peki, insan psikolojisi neden bu şekilde işliyor? Bu hisler bize zarar vermiyor mu? Elde ettiğimiz şeylere olan ilgimizi nasıl canlı tutabiliriz? Olumsuz tüm bu duygulardan nasıl arınabiliriz? Gelin, bu soruların cevaplarını birlikte keşfedelim ve kendimizle yüzleşelim.
İnsan zihni, daima hayal etmeye ve bu hayallere ulaşmak üzere programlanmış bir yapıya sahiptir. Tatmin duygusu ise aslında şaşırtıcı bir şekilde bu iki temel hedefin önüne geçmiyor. Örneğin, uzun yıllar boyunca bir ev almanın hayalini kuruyoruz. Bu hedefe ulaşmak için elimizden geleni yapıyoruz; para biriktiriyoruz, ilanlara göz atıyoruz ve belki de karar vermek için onlarca eve girip çıkıyoruz. Nihayet bir gün, beklenmedik bir anda veya uzun uğraş ve birikimlerin sonucunda, hayalini kurduğumuz ev artık bizim oluyor.
Evimiz olduktan sonra, birkaç hafta boyunca, hatta belki birkaç ay boyunca, o evi el üstünde tutuyoruz. Kıymetini çok iyi biliyoruz. Fakat zaman geçtikçe, o ilk günkü heyecan kayda değer bir şekilde azalıyor. O mutluluk ve belki de ona sahip olmanın verdiği huzur, günler geçtikçe sıradanlaşmaya başlıyor. Bu döngü, en basit bir kaban almak için bile tekrarlanabiliyor. Günlerce hayali kuruluyor, ona eşlik edecek diğer kıyafetler düşünülüyor, satın almak için para biriktiriliyor, hangi modelin daha mantıklı olduğuna karar veriliyor, karar verilen modele sahip olan insanların üzerindeki duruşları inceleniyor…
Nihayetinde o kaban alınıyor. İlk birkaç gün veya birkaç hafta her fırsatta o kaban giyiliyor ve fotoğraflar çekiliyor. Peki ya birkaç ay sonra veya bir sonraki kış? O kabana olan ilgi giderek azalıyor ve yenisi için aynı döngü bir kez daha başlıyor. Çünkü insan beyni, elde ettiği bir şeyi, elde edilmesi gereken başka bir şey kadar heyecan verici bulmuyor. İçgüdüsel olarak, insan daima ilerlemek ve kendisine yeni hedefler koymak istiyor.
Elde edilen şey için tüm aşamalar tamamlanıyor ve artık yeni eşyalara veya hayallere odaklanılıyor. Hatta bazı kişiler, uzun uğraşlar sonucu elde ettikleri büyük hedeflerin ardından bir tür boşluğa düşebiliyor, depresyona bile sürüklenebiliyor. Çünkü birkaç ay önce ulaştıkları hedef kadar büyük ve başka bir hedef bulamıyorlar. Aslında, bu hislerin ve düşüncelerin önüne geçmek kolay olmasa da, önemli bir adım atmak gerekiyor.
Evet, hedeflerimize ulaşmamız için bizi motive ediyorlar, ancak aynı zamanda ulaşıldıktan sonra büyük bir boşluğa düşmemize yol açıyorlar. İlke edinilmesi gereken şey ise, hayatın bir varış noktasından çok, bir yolculuk olduğudur. Ek olarak, bir şeylerin eksikliğine odaklanmak yerine, sahip olunan kişilerin, duyguların, hislerin veya eşyaların kıymetini bilmek psikolojimizi çok daha iyi bir hale getirebilir.
Kaynak: Medium
Kaynak: Webtekno
Apple'ın M6 çipi ve kendi modem teknolojisi ile gelecek MacBook'larda neler bekleniyor? Yenilikler ve gelişmeler…
Oppo Find X8s Ultra'nın amiral gemisi özelliklerini keşfedin. Tasarımı, teknik detayları ve performansı hakkında tüm…
Vivo Y300 Pro, uzun pil ömrü ve güçlü performansı ile dikkat çekiyor. Akıllı telefon dünyasında…
Apple'ın yeni yapay zekâ destekli sağlık uygulaması, kullanıcıların sağlık verilerini analiz ederek daha iyi yaşam…
Sıcak havaların yorgunluk üzerindeki etkilerini keşfedin. Yaz aylarında enerji düşüklüğünü nasıl aşabileceğinizi öğrenin.
Yapay zekâ terimleri ve anlamlarını keşfedin. Teknolojinin dilini anlamak için bu kapsamlı rehberden faydalanın.