Önümüzdeki sömestr tatilinde Persona 4 Golden oynamanız için nedenler

Persona 4 Golden, hem uzun kış gecelerinizi ısıtacak hem de sizi fantastik bir maceranın içine çekecek.

Bu yıl, Persona dünyasına birinci adımımı attım. Kaygı sever biri olarak, görsel romanlara ve sıra tabanlı savaşlara büyük bir ilgi duyduğum halde, bu tecrübesi daha evvel yaşamamıştım. Persona oyunları, oynamak için bekleyen oyunlar listemde bir müddettir yer alıyordu. Persona 4 Golden’ın bu yıl Nintendo Switch’e gelmesiyle, artık bu oyunları oynamanın vakti geldiğini düşündüm.

Persona 4 Golden ile başlamaya karar verdim. Bu, hem Persona 5 Royale hem de yakında çıkacak olan Persona 3 Reload oyunlarına geçiş yapmam için yeterli bir temel oluşturacaktı, zira hepsi bağımsız kıssalar içeriyor. Okul üniformamı giyip, Fuji Dağı’ndan esinlenen ve daima felaketlerle dolu gizemli lakin bir o kadar da samimi Inaba kasabasına dalış yaptım.

Persona 4 Golden ile bu kadar büyüleneceğimi iddia etmemiştim. Atlus, derinlikleri olan karakterler yaratıyor ve onları, tekrarlayan savaş mekanikleri olmasına karşın tatmin edici olan bir dünyada yerleştiriyor. Oyunda kimi ürkütücü latifeler ve dinamikler var ki, bunlar da her şeyi daha da ürkütücü hale getiriyor. Bu cinayet-macera oyunu, usulüyle ve süratle bağlanacağınız karakter takımıyla dikkat çekiyor.

Eğer bilmiyorsanız, Persona 4‘te bir yıl boyunca yeni bir okula taşınan bir öğrenciyi oynuyorsunuz. Birinci başta her şey olağan görünüyor… ta ki işler kararmaya başlayana kadar. Kent hayatından uzakta, baş karakterimiz çeşitli değişik kişiliklerle arkadaşlık ediyor. Lakin meyyit vücutlar telefon sınırlarına asılmaya başladığında, işler değişiyor. Persona 4, süratle karanlık bir hal alıyor ve bu çeşitli arkadaş kümesi, olan bitenin ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak zorunda kalıyor.

Önümüzdeki sömestr tatilinde Persona 4 Golden oynamanız için nedenler

Oyunda karşınıza çıkan karakterler hayli enteresan; korkaklar, sert adamlar, genç idolalar ve hatta bir oyuncak ayı. Bu karakterlerle dövüşerek zindanları keşfederken, televizyonun içindeki bir dünyada buluyorsunuz kendinizi. Evet, Persona daha da tuhaf bir hale geliyor ve işte bu yüzden bu oyunu çok seviyorum. Persona 4‘ün tanınan karakteri Dojima ile bağınızı merak ediyor olabilirsiniz ya da devam eden seri cinayetlerin gerisindeki gerçeği öğrenmeyi dört gözle bekliyor olabilirsiniz. Persona 4 Golden, 70 saatten fazla süren oyun boyunca sizi ekrana kilitliyor.

Bu oyunu tartışmayı çok sevdim. Oynarken, arkadaşlarım daima katilin kim olduğunu ve gizemi çözüp çözmediğimi soruyordu. Konuşulacak sonsuz bahis var. Televizyonumda diğer bir boyuta açılan bir portal mı var? Ve neden konuşan bir oyuncak ayı, Teddie isminde, var? Ayrıyeten tüm bu tuhaf gölgeler ne? Daha evvel Persona oynamamış olmam, keşfedecek çok şey olduğu manasına geliyordu ve hiçbiri ezici gelmedi. Tuhaf, eğlenceli ve sık sık hoş – Persona 4 Golden’ı oynamak için bu kadar uzun müddet beklediğim için utanıyorum ve nihayet bu yıl bunu yapmış olmaktan memnunluk duyuyorum.

Gelecek yıl, Persona 3 Reload hakkında neler olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. Tahminen de ondan sonra Persona 5 Royale’e de el atarım…