Türkiye’de Yapay Zeka Eğitimi ve Akademik Alandaki Güncel Durum

Türkiye’de Yapay Zeka Eğitimi ve Akademik Durum

Yapay zekâ teknolojileri, yaşamımızın hemen her alanında hızla yer edinmiş durumda. Günümüzde, sağlık, finans, eğitim ve endüstri gibi pek çok sektörde yapay zekânın sunduğu imkânlardan yararlanıyoruz. Bu gelişmelerle birlikte, yapay zekâ konusunda nitelikli eğitim ve uzmanlık ihtiyacı giderek artıyor. Ülkemizde de bu alandaki adımlar atılmaya başlansa da, halen istenilen seviyeye ulaşmış değiliz.

Türkiye’de eğitim kurumlarında yapay zekâ ile ilgili bölümlerin açılması önemli bir gelişme olmakla birlikte, bu bölümlerde yeterli nitelikli eğitmen ve akademik kadro bulunmaması büyük bir eksiklik olarak öne çıkıyor. 25 üniversitede yapay zekâ bölümü bulunuyor, ancak maalesef bu bölümlerin 18’inde profesör bulunmuyor, 13’ünde doçentlik unvanı yok ve 5’inde yalnızca bir öğretim elemanı görev yapıyor. Bu durum, bölümlerin teorik olarak var olmasına rağmen, uygulamalı ve derinlemesine eğitim açısından yetersiz kaldığını gösteriyor. Alan açmak kadar, nitelikli eğitimcilerle donatmak da şarttır diyerek açıklamalarını sürdüren Türk Eğitim Derneği (TED) Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, bu konuya dikkat çekmiş durumda.

Pehlivanoğlu, yapay zekâ alanında yaşanan hızlı gelişmelere vurgu yaparak, bu dönüşümün kaçınılmaz ve kritik olduğunu belirtiyor. “Artık bir eşikteyiz. Ya kendi geliştirdiğimiz, bize benzeyen makinelerin hizmetkarı olacağız ya da bu teknolojik dönüşüme öncülük ederek insan odaklı sistemlerin mimarları olacağız” ifadelerini kullanıyor. Bu noktada, yapay zekâ ile birlikte eğitimde köklü değişikliklerin ve gelişmiş eğitim sistemlerinin kurulmasının şart olduğunu vurguluyor.

Ekonomik ve Toplumsal Açıklamalar

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması ve uluslararası rekabette öne çıkması adına, dijitalleşme, yapay zekâ ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda yapılan çalışmaların büyük önem taşıdığını belirten TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, eğitim sistemimizin de bu gelişmelere uyum sağlaması gerektiğine değiniyor. Reformların kaçınılmaz olduğunu ve yeni nesil becerilerle donatılmış bir eğitim anlayışının benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

İleri seviye ekonomilere ulaşabilmek için, yalnızca bilgi aktarımına dayalı eğitimin yeterli olmadığını, analitik düşünme, empati, çeviklik ve yaşam boyu öğrenme gibi temel yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bu bağlamda, eğitimin, küresel rekabet avantajı sağlayacak temel unsurlar haline gelmesi gerektiğine inanıyor.

Kaynak: Webtekno