Until Dawn’ı hatırladınız mı? Hah, The Quarry tam olarak öyle bir oyun diyerek yazıya hızlı bir girizgah yapabiliriz. Zira The Quarry çok ağır bir oyun ve o nedenle hazır hamle sırası bizdeyken bu defa biraz hızlı davranmak istiyoruz. Yanlış anlaşılmasın, bu bir şikayet değil, ancak karakter ve oyunun hakimiyetinin sürekli elinde olmasından hoşlanan ve aksiyonun odağında olmak isteyenlere uygun bir oyun değil The Quarry. Oyunun ağır olması ise fazlasıyla hikaye tabanlı olmasından kaynaklanıyor. Daha önce Until Dawn’ı oynayanlar bileceklerdir ki, oyunun geliştirici şirketi Supermassive Games, bu tarzı oldukça seviyor ve aslında bir oyundan ziyade, aralarda müdahalede bulunduğumuz interaktif film tadında oyunlar yapmayı tercih ediyor. Kaldı ki bunda da bir hayli başarılı, zira Until Dawn oyun severler tarafından bir hayli beğenilmişti. Geliştirici ekip, The Quarry ile aynı fikri farklı bir hikaye tabanında yeniden işlemeyi tercih etmiş ve ortaya bu yapım çıkmış.
Bu arada aslında oyunun farklı modları da bulunuyor ve dilerseniz 8 kişiye kadar oynayarak daha heyecanlı kılabiliyorsunuz, ancak tek başınıza iseniz ve sinematik bir deneyim yaşamak istiyorsanız film modunda oynamanızı tavsiye ederiz. Özellikle 80’ler korku temasını seviyorsanız ve o dönemin “klişe” korku filmlerinin tamamını izlediyseniz oyun sizi daha açılış sahnesi ve hatta karşılaştığınız menü ekranıyla havaya sokacak. Şimdi gelelim The Quarry’nin konusuna…
The Quarry, Hackett’s Quarry adında bir yaz kampında geçiyor ve evet, yaz kampında eğlenen bir grup gencin başına gelenleri temel alıyor. (Evet, bu klişe ama bizim gibi bazı dinozorlar hala bu klişeyi seviyorlar. 🙂 ) Gençlerin kamp ateşi başındaki parti planları bir anda yerini kabus dolu bir geceye bırakırken, yaşanan kabusun detaylarını oyunu oynayana kadar hayal gücünüze bırakmanın doğru olacağını düşünüyoruz, zira spoiler vererek heyecanı kaçırmak istemiyoruz.
Oyunun başında ilk karşılaştığımız karakterler olan Laura ve Max ile bizi hızlı bir şekilde oyunun atmosferine hazırlayan The Quarry, sonrasında tanıştığımız diğer 9 karakterle ise hikayeyi açıyor. Hikayenin gidişine göre bu karakterlerin her birinin kontrolünü devralıyor ve yaptığınız seçimlerle hayatta kalıp kalmayacaklarını belirliyorsunuz. Sadece bu da değil elbette. Oyun boyunca girdiğiniz aksiyonlarda alacağınız kararlar sadece yönettiğiniz karakterin değil, diğer karakterlerin de hayatta kalıp kalmayacağını belirlerken, aynı zamanda çevrede keşfettiniz ve topladığınız ipuçları da hikayeye yön veriyor. Öte yandan diyaloglarda takındığınız üslup karakterlerin birbiriyle olan ilişkisini de etkiliyor, ancak bunun çok derin işlendiğini söyleyemeyeceğiz; açıkçası yüzeysel kalmış.
Keşfettikleriniz ve topladığınız ipuçları size oyunun dünyası ve karakterler hakkında bilgi verirken, karakter bazında ise sadece yaptığı seçimler doğrultusunda farklı bir yola savrulmuyorsunuz. Bazen oyunun size sunduğu seçenekleri izlemeyerek de farklı bir olay örgüsüne adım atabilirsiniz. Bu bazen birine seslenme ya da ateş etme gibi eylemler olabiliyor.
The Quarry’de zaman zaman gerilimin oldukça yükseldiğini söyleyebiliriz. Ancak bu aksiyon anlarında doğru zamanda doğru tuşa basma ya da yaratık ensenizdeyken nefesinizi tutma gibi eylemlerden ziyade, hikaye doğrultusunda gelişiyor. Yoksa bu gibi eylemler gerilim ve aksiyon için oldukça cılız kalmış diyebiliriz ki, oyun zaten zor da değil. Hatta hiç bir zorlayıcılığı yok bile diyebiliriz. Oyuncunun üzerindeki stresi artırmak için zorluk seviyesi daha yukarı taşınabilirdi.
Seçimleriniz doğrultusunda elbette oyunda farklı sonlara ulaşıyorsunuz. Bu da oyunu tekrar oynama isteğini artıran bir unsur oluyor, ancak açıkçası temel olarak aynı hikayeyi baştan oynar mısınız emin değiliz. Böyle düşünmemize sebep olan en büyük unsur, karakterlerin diyaloglarının akıcı olmaması, hatta daha ziyade bu diyalogları doğal bulmamamızdan kaynaklanıyor. Karakter modellemeleri, bilhassa yüz modellemeleri fazlasıyla başarılı. Bunda elbette oyunun yeni nesil oyun konsolları temel alınarak geliştirilmiş olmasının önemi büyük. Biz PlayStation 5 üzerinde deneyimledik ve gerek performans gerek görsellik olarak fazlasıyla memnun kaldık, ancak dediğimiz gibi diyaloglar yer yer çok sakil duruyor, zayıf kalıyor. Bu da oyunun 2’inci ve 3’üncü kez oynanabilirliğini zedeleyen bir unsur kuşkusuz. Bu arada oyunun Türkçe alt yazılı olduğunu da söyleyelim.
Sonuç
Sonuç olarak değerlendirsek The Quarry için merak uyandıran, gizemlerle dolu ve yer yer gerilimi hissettirebilen hayatta kalma temalı iyi bir korku oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Eğer Until Dawn’ı oynadıysanız ya da bu türe ilgi duyuyorsanız hoş bir deneyim olabilir. Özellikle tebessüm ettiren klişe korku film temasını seviyorsanız güzel bir seçenek olacaktır.
CHIP Notu: %75
KÜNYE
Tür: Macera, Hayatta Kalma, Korku
Platform: PlayStation 5, PlayStation 4, Xbox One/X/S , PC
Yayıncı: 2K
Geliştirici: Supermassive Games
Web: www.playstation.com
Kaynak: Chip
WhatsApp'tan sesli mesajları metne dönüştürme özelliği ile konuşmalarınızı kolayca yazıya aktarın. Bu pratik yöntem sayesinde…
2024 Yılı Elektrikli Otomobil Satış Raporu, elektrikli araç pazarındaki son gelişmeleri, satış rakamlarını ve trendleri…
Tesla'nın yeni 'Actually Smart Summon' özelliği Türkiye'de kullanıma sunuldu! Bu yenilikçi teknoloji, aracınızı uzaktan çağırmanızı…
WhatsApp'tan sesli mesajları metne dönüştürme özelliği ile mesajlarınızı hızlıca yazıya çevirin. Bu pratik özellik sayesinde…
OPPO Pad 3 Pro, 12.1 inç ekranı ve güçlü Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisiyle tanıtıldı.…
Jaguar'ın yeni marka yenileme sürecini keşfedin ve Nothing'in bu değişime verdiği tepkiyi öğrenin. Yenilikler, stratejiler…