Derin Deniz Bitkilerinin Renkleri ve Fotosentez
Derin deniz bitkileri, diğer tüm yeşil bitkilerden ve yapraklardan farklı bir görünüm sergileyerek dikkat çekiyor. Onlar da fotosentez yapmıyor mu? Eğer fotosentez yapıyorlarsa, nasıl oluyor da kırmızı renkte görünüyorlar? Işık, bir nesneye çarptığında ya emilir ya da yansıtılır. Yansıtıldığında ise nesne belirli bir renk alır. Görünen renk, ışığın o nesneye çarptığında yansıyan rengidir. Ayrıca, bir nesnenin rengi, hangi renkleri emdiğine bağlı olarak değişir.
Örneğin, ağaçlardaki yapraklar herkesin bildiği üzere yeşil renktedir ve bu yeşil renk, klorofilden kaynaklanmaktadır. Beyaz ışık (tüm renklerin karışımı) yaprağa çarptığında, yapraktaki klorofil mavi ve kırmızı ışığı emip yeşil ışığı yansıtır. Bu durumda, derin denizlerdeki yosunların kırmızı görünmesi için mavi ve yeşil ışığı emip kırmızı ışığı yansıtması gerekmektedir. Okyanuslardaki su, diğer renklere göre özellikle kırmızı ışığı daha fazla emmektedir. Mavi ışık ise geri yansıtıldığı için okyanuslar mavi bir görünüm alır.
Bununla birlikte, bitkilerin hayatta kalabilmesi için fotosentez yapmaları şarttır. Bu durum, okyanus ve denizlerin birkaç yüz metre derinliğinden daha aşağısında herhangi bir bitkinin bulunmamasının nedenidir; çünkü Güneş ışınları bu derinliklere ulaşamaz ve fotosentez yapma imkanı kalmaz. Ancak kırmızı algler, bu genellemenin dışında kalan bir grup bitkidir. Kırmızı algler, diğerlerinden ayrılan özel bir pigment olan “fikoeritrin” taşırlar. Bu pigment, kırmızı ışığı yansıtırken mavi ışığı emer. Dolayısıyla, bu alglerin rengi kırmızı görünmektedir.
Ayrıca, mavi ışık, daha uzun dalga boyuna sahip diğer ışıklara oranla daha derin bölgelere nüfuz edebilme özelliğine sahiptir. Bu durum, kırmızı alglerin fotosentez yapabilmesine olanak tanır. Yani, kırmızı algler bu sayede Güneş ışığı olmadan da fotosentez yapmaya devam edebilirler ve bu eşsiz kırmızı renge sahip olurlar.
Kaynaklar: Science ABC, Science and Sea
Kaynak: Webtekno
