Sıra tabanlı strateji oyunları ne yazık ki oyun dünyasında hiçbir vakit en tanınan tiplerden biri olmadı. Lakin son devirde az olan popülerliğini de büsbütün kaybetti diyebiliriz. Geçtiğimiz yıl çıkış yapan Marvel’s Midnight Suns ile birlikte aslında ne kadar özlediğimi fark etsem de bu biçim oyunlar daha fazla vakit istediği için günlük hayat temposunda bakmak çok güç geliyor. Tıpkı halde bu tempo yüzünden geçtiğimiz haftalarda çıkan ve bu cinsin değerli üretimlerinden biri olan Advance Wars’un yenilenmiş hali olan Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp’e fırsat bulup bir türlü bakamamıştım. Lakin bir iş seyahati esnasında Switch ile birlikte yola çıkınca o ortalarda geçen bomboş bekleme müddetlerini Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp ile geçirdim ve her manada hoş bir seyahat oldu benim için. Ne yazık ki Advance Wars’un orijinalinin çıktığı yıllarda, yani 2001 ve 2003 yıllarında ben şimdi 7 yaşında olduğum için daha “basit” oyunlardan sıra gelip de deneyimleme fırsatım olmamıştı. Bu yüzden aslında ekstra bir merakım da vardı ve Nintendo’nun son periyotta muazzam remake/remastered oyunları bu oyun için uygunca heyecanlanmamı sağladı. Dilerseniz artık incelememize geçelim ve bu yeni pakette bizleri neler bekliyor bakalım.
Orijinali oynamadığım için ne yazık ki oynanış tarafındaki farklılıklardan çok da bahsedemeyeceğim. Lakin görsel tarafa baktığımızda esasen direkt olarak farklar kendini muhakkak ediyor. Dizaynlar geliştirilmiş, günümüz animasyona kalitesine geçilmiş ve elbette çözünürlük arttırılmış. Ayrıyeten birtakım değerli anlar için seslendirme eklenmiş. Şöyle bir baktığınızda evet günümüzün sıra tabanlı strateji oyunlarının grafik kalitesinde yahut animasyon kalitesinde bir oyun değil lakin özgünü ile kıyaslandığında hakkını veren bir remake olduğunu söyleyebilirim. Yani eski oyunlara bakmazsanız bu oyun size birinci bakışta dandik taşınabilir oyun havası verebilir görsel manada. Aslında bu durum genel olarak oyun için de geçerli.
Oyunda emeliniz kendi birliklerinizi denetim ederek bölge bölge düşmanla savaşıp savaşı ileriye götürmek. Kare kare tasarlanan harita üzerinde birlikleriniz konumlanıyor, tıpkı formda düşman birlikleri de o denli ve sıra sıra birliklerinizi yönlendirerek ya düşmanı büsbütün yok etmeye ya da ana base’i ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Burada sizin oynanışınızı etkileyen birçok faktör var elbette. Öncelikle askerlerden, savaş araçlarına kadar birçok birliğe sahip olabiliyorsunuz ve her farklı birliğin farklı bir şekli var. Hücum yapacağınız vakit yahut birliklerinizi bir yere konumlandıracağınız vakit hem defanslarına hem de atak güçlerine bakıp bir yandan da haritayı ve düşman güçlerini yeterli yorumlamanız gerekiyor. Birlikler dışında savaş alanına da dikkat etmeniz gerekiyor zira harita düz bir yerden oluşmuyor. Dağlı bölgeler, düşmanların pusu kurabileceği bölgeler ve suyun olduğu bölgelerden oluşuyor. Bu yüzden satranç oynar üzere rotanızı da daima denetim etmeniz gerekiyor. Son olarak düşmanınızın birebir sizde de olduğu üzere savaş içerisinde vakit zaman dolan bir gücü de bulunuyor. Örneğin birinci kısımlarda düşmanınız tüm haritayı buza çevirebiliyor ve hareket alanınız daralıyor. Yani bu biçim ekstra durumlara da dikkat etmekte yarar var.
Oynanış tarafı aslında dediğim üzere birinci bakışta çok kolay, küçük kardeşlerimizin oynayabileceği bir oyun üzere duruyor. Oyunu öğrenmesi de aslında epey kolay ve esasen bu kolaylık de daha oyunun birinci saatlerinde sizi bunu düşünmeye itiyor. Lakin oyun gerçek manada başladığında her atağınızı, haritanın hem karesini ve her birliği yanlışsız bir formda yorumlamanız gerektiğini fark ediyorsunuz. Kısaca oyun kolay üzere dursa da sahiden güç.
Şu ana kadar bahsettiğim kısım daha çok oyunun campaign moduyla ilgili. Tıpkı vakitte arkadaşlarınızla birlikte ister tek konsol üzerinden ister farklı konsollar üzerinden oynayabileceğiniz bir mod da bulunuyor. Bu sayede de arkadaşlarınıza karşı kısa maçlara girip kozlarınızı paylaşabilirsiniz. Bu mod da pek keyifli olmuş. Bu mod dışında da tekrar birkaç farklı mod bulunuyor. O tarafta da çok keyifli vakit geçirebilirsiniz lakin bence odak noktası ve en çok keyif alacağınız modlar bahsettiğim birinci iki mod.
Son olarak bir de müziklerden bahsetmek istiyorum. Kesimler 2000 başındaki bir oyun için aslında çok hoş periyoda uygun şekilde lakin günümüz için oyunun o kolay oyun havasını daha da pekiştiren bir yapıya sahip. Birçok vakit müziklerden sıkılıp kısmak zorunda kaldım zira bir yerden sonra başımı şişirmeye başladı. Burada nasıl bir değişikliğe gidilebilirdi bilmiyorum lakin birkaç müzik hariç genel olarak günümüze uygun bulmadığımı söylemem lazım.
Toparlamak gerekirse Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp, mutlaka hoş bir imal olmuş. Bilhassa sıra tabanlı strateji oyunu sevenler için keyifli bir tecrübe sunuyor. Nintendo Switch üzere el konsolu olarak kullanılabilen ve daha çok düşünme üzerine şurası bir tecrübe sunduğu için istediğiniz yerde oynayabiliyorsunuz ve bu formda hem erişim daha kolay oluyor hem de en sıkıcı yerlerde bile keyifli vakit geçirebiliyorsunuz. Son cümle olarak şunu söyleyeyim; şayet Switch’i el konsolu olarak kullanıyor ve seyahatlerinizde kullanabiliyorsanız size eşlik edecek hoş bir oyun. Lakin konutta oturup da saatlerinizi harcayacağınız bir oyun olmaktan uzak, meskende aklınızı diğer oyunlar çelebilir.
