Türklerde de görülen çekik göz yapısı, genellikle coğrafi faktörlerle ilişkilendirilir. Ancak bu göz yapısının biyolojik ve evrimsel kökenleri oldukça ilginçtir. Asyalıların gözleri, boyut olarak küçük değildir. Aksine, normal ölçülerde gözlere sahiptirler. Fakat gözlerinin üstündeki deri kıvrımı, bu gözlerin daha küçük görünmesine neden olmaktadır. Bu kıvrıma ise “epikantik kıvrım” adı verilmektedir.
Göz kapağındaki bu deri kıvrımı, gözün iç köşesini örterek, gözlerin daha az belirgin olmasına yol açar. Bu yapısal özellik, tarihsel süreçte evrimsel olarak gelişmiştir. Asyalıların göz yapısındaki bu özelliğin ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte, çevresel koşullara uyum sağlama amacıyla evrimleştiği düşünülmektedir. Özellikle insanların yaşadığı iklimler, bu tür bir evrimi zorunlu kılmıştır.
- Gözlerdeki bu çekik yapı, ultraviyole radyasyondan korunmak için bir perde gibi işlev görmüştür.
- Ayrıca, Kuzey Asya’nın sert iklim koşullarında soğuktan korunma amacıyla da bir örtü işlevi üstlenmiştir.
Belirli topluluklarda bu özellik, doğal seçilim yoluyla yayılmıştır. Fakat bazı araştırmacılara göre bu teori yeterince kapsamlı değildir. Çünkü Asyalı insanların büyük bir kısmı, tropikal ve arktik bölgeler dışında evrimleşmiştir. Bu durum, birden fazla özelliği kontrol eden pleiotropik genlerin etkisiyle ilişkilendirilmektedir. Gözlerindeki bu çekiklik, genetik yapıların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. EDAR gibi genler, bu tür fiziksel özelliklerin oluşmasında önemli rol oynamaktadır.
Günümüzde yalnızca Asya’da değil, dünyanın her yerinde -Türkler de dahil olmak üzere- birçok çekik gözlü insan görmek mümkündür. Kaynaklar: Cleveland Clinic, Healthline
İlginizi çekebilir:
Kaynak: Webtekno