Elon Musk, CNBC’ye verdiği bir röportaj sırasında hem değerli hem de tuhaf açıklamalarda bulundu. Dünyanın en güçlü ikinci insanı olan Musk’ın Tesla ve SpaceX üzere çok önemli şirketlerin CEO’su olduğunu bilsek de kendisinin Twitter’da çok farklı bir usulü olduğu çok açık. Bu ortada Musk’ın ayrıca “konuşma özgürlüğü” konusunu önemli bir biçimde savunduğunda da hemfikiriz ve tahminen de bu, telaffuzlarının ardındaki itici gücü anlamakta kıymetli olabilir.
“İstediğim şeyi söylerim”
Elon Musk, kendisine para kaybettirse bile Twitter’da kışkırtıcı şeyler söyleme hakkını savundu. Öte yandan yapılan bu röportaj, Musk’ın Teksas’ta meydana gelen bir silahlı akınla ilgili komplo teorilerini desteklediği, George Soros’un “insanlıktan nefret ettiğini” argüman ettikten sonra antisemitizmle suçlandığı, suç ve ırkla ilgili prestijsiz teorileri retweetlediği rahatsız edici tweetlerinin akabinde geldiğini de belirtmek gerekiyor. Röportaj esnasında Musk’a neden komplo teorileri tweetlediği, ırkçı ve antisemitik olarak eleştirilen açıklamalar yaptığı soruldu, bilhassa de bunlar ona müşteri kaybettirebilecek ve yönettiği şirketlere ziyan verebilecekken.
Musk bu soruları cevaplamadan evvel bir mühlet (tuhaf derecede uzun) durakladıktan sonra 1987 imali The Princess Bride sinemasında Mandy Patinkin’in Inigo Montoya karakterinin babasını öldüren adamla yüzleştiği sahneye atıfta bulunarak “Ne söylemem gerekiyorsa onu söyleyeceğim ve bunun sonucunda para kaybedeceksem, o denli olsun” dedi.
Öte yandan halka açık bir şirketin CEO’su olarak Musk’ın Twitter’da ya da diğer bir yerde söyleyebileceklerinin bir hududu var. Örneğin, Tesla hakkında aldatıcı tweetler atarsa, hissedarlar ona dava açabilir. Tıpkı şirketi pay başına 420 dolardan özelleştirmekle ilgili tweet attıktan sonra yaptıkları üzere. (Hissedarlar davayı kaybetti ve Musk’ın kayıplarından sorumlu olmadığı tespit edildi)
Musk’a neden kışkırtıcı tweetler attığı soruluyor ve o da güya bu takipçilerin büyük bir kısmı yalnızca laf olsun diye atmıyormuş üzere, gitgide artan akıldışı davranışlarını haklı çıkarmak için takipçi sayısına işaret ediyor. Takipçileri ve hissedarları ona tweet atmayı bırakması için yalvarıyor, lakin o tekrar tekrar bunu “ikiye katlıyor”. Akıl almaz bir durum olduğu söylenebilir. Bu durum elbette Twitter’ı da olumsuz etkiliyor. Reklam gelirlerindeki düşüş de bunun bir göstergesi. Bu bağlamda Musk’ın Linda Yaccarino’yu yeni Twitter CEO’su olarak işe alması tahminen de atılmış olumlu bir adım olabilir. O denli yahut bu türlü, Twitter’ın Musk’a ciddi prestij kaybettirdiği somut bir gerçek.
