Ford’un Yenilikçi “Wrist-Twist” Direksiyon Tasarımı
Bu sıra dışı direksiyon tasarımında, sürücünün iki bileği de birlikte hareket ediyordu. Geleneksel direksiyon sistemlerinden çok daha farklı olan bu yapı, güvenlik ve işlevsellik açısından birçok soru işareti doğurdu. Ancak beklenilen başarıyı elde edemedi. Peki, bu ilginç fikir neden ve nasıl gelişti?
Ford, 1960’lı yıllarda, otomobil tasarımında yenilikçi çözümler geliştirmesi için havacılık mühendisi Robert J. Rumpf’ı işe almıştı. Rumpf, füze teknolojisi ve nükleer savunma gibi karmaşık projelerdeki deneyimlerinden yararlanarak otomobil endüstrisine farklı bir perspektif sunmayı hedefliyordu. Bu çabanın sonucunda ise “Wrist-Twist” direksiyon sistemi ortaya çıktı. Bu sistemde sürücüler, direksiyon simidini döndürmek yerine el çarklarını çevireceklerdi. Geleneksel direksiyon simidinin aksine, bu tasarım sürücünün elleriyle iki küçük tekerleği kullanarak aracı yönlendirmesini sağlıyordu. Özellikle kol dayanakları eklenerek sürücünün konforunu artırmayı vaat eden bu tasarım, yalnızca ergonomiyi geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda sürüş deneyimini de iyileştirmeyi hedefliyordu.
Tabii ki, bu tasarım bazı yönlerden beklenen faydayı sağlamaktan çok, mekanik zorluklar doğurdu. Wrist-Twist direksiyonunun en belirgin özelliklerinden biri, normal direksiyon sistemlerine kıyasla hız ve hassasiyet açısından ciddi bir fark yaratmasıydı. Test sürüşleri, bu direksiyon sisteminin bazı sürücüler için alışılmadık bir hızda dönüş yapmayı mümkün kıldığını gösterdi. Ancak, pratikte nasıl çalıştığına dair endişeler de vardı. Gözlemler, bu sistemin sürücülerin alışması için daha fazla zaman ve zihinsel enerji harcaması gerektiğini ortaya koydu. Üstelik manevralarda korkunç hatalara yol açma potansiyeli taşıyordu. Bazı kullanıcılar için daha pratik olan bu sistem, diğerleri için ise daha fazla enerji gerektiriyordu.
- Bazı potansiyel avantajları mevcuttu.
- Geleneksel direksiyon simitlerine göre çarpışmalar sırasında sürücünün başına veya dizlerine çarpma olasılığını azaltıyordu.
Ancak dezavantajları, avantajlardan daha ağır basıyordu. Direksiyonun hidrolik sisteminin arızalanması durumunda, sürücünün küçük el çarklarından yeterli kaldıraç elde edememesi, direksiyon kontrolünün tamamen kaybedilmesine yol açabilirdi. Bu zorluğu aşmak için ikili hidrolik direksiyon sistemi geliştirilmişti. Ancak bu uygulama da yüksek maliyetler ve teknik zorluklar nedeniyle üretim aşamasına geçemedi.
Tasarım, hayata geçirilecek kadar “güvenli” görülmese de zamanla başka yeniliklere ilham kaynağı oldu. Örneğin, Tesla’nın 2022 Model S Plaid aracında kullanılan direksiyon kolu, Mercury’nin 1965’teki “Wrist-Twist” sistemine benzerlik gösteriyor. Her iki tasarım da daha geniş gösterge alanları ve kompakt sistemler kullanmayı hedefliyordu. Ancak Tesla’nın tasarımı, çok daha gelişmiş ve güvenli sistemler sunuyor.
Ford’un 1965’teki bu cesur tasarımı, tasarım hataları ve zorluklar nedeniyle üretime giremedi. Belki de birçok yenilik gibi hayata geçemedi ama güvenlik açısından geliştirilmesi gereken tasarımlara öncülük ettiği kesin…
Kaynaklar: 1, 2, 3
İlginizi çekebilir:
Kaynak: Webtekno