İnternet, hayatımızın olmazsa olmazları arasında günden güne yerini sağlamlaştırırken; yeni kavramları da beraberinde getiriyor. İngilizcede ’‘Cancel/Callout Culture’’ olarak bilinen ve dilimize ’‘İptal/Linç Kültürü’’ olarak çevrilmiş kavram da bunlardan en popüleri denebilir.
Sosyal medya platformları kuşkusuz ki internetin insan yaşamına sunduğu en uçsuz bucaksız evrenlerin başında geliyor. Bu platformların bu denli dikkat ve önem kazanması da elbette anlık reaksiyonların, hızlı gündemlerin ve ses duyurabilme fırsatlarının gücünü artırıyor. Son zamanlarda hakkında dünya çapında tartışmalar bulunan iptal kültürü de sosyal medya platformlarının geliştirdiği güçlü ve hatta tehlikeli denebilecek kaslarından biri.
İptal kültürü nedir?
İptal kültürü, toplumda olumsuz yankı uyandıran hadiselerde adı geçen bireylerden, verilen desteğin toplu şekilde geri çekilmesi; kişinin tamamen dışlanması anlamına gelir. İptal kültüründeki temel amaç, yaptığı yanlış nedeniyle iptal edilmek istenen varlığı yalnızlaştırarak cezalandırmaktır. Modern dünyanın toplumsal alanın dışına itme yöntemi olarak da bilinen bu kültür, yalnızca bahsi geçen kişiyi değil; bu kişiyle işbirliği içerisinde olduğu fark edilen başka kişileri ve hatta kurumları da olumsuz etkiler.
İptal kültürü nasıl meydana gelir?
İptal kültürü, küçük bir kıvılcımın dev bir aleve dönüşümünün somut örneklerinden biridir. Yapılan yanlışın ağızdan ağıza yayılarak geniş kitlelere ulaşması, bu kitlelerin bilinçlenerek tutum ve davranışlarını değiştirmesi sonucunda meydana gelir. Bu kitlesel tepkinin oluşumu ve yayılımında ise sosyal medya platformlarının etkisi oldukça yüksektir.
Konunun:
- Twitter’da ülke veya dünya gündeminde TT (Trend Topic) olması,
- Instagram hikayelerinde paylaşılması,
- TikTok’ta video yoluyla dağıtılması,
- Çeşitli platformlarda ortak hashtagler üzerinden yayılması,
- Facebook üzerinden bireysel veya gruplar halinde tartışılması
gibi pek çok sosyal medya davranışı, mevcut durumun bir iptal hareketine dönüşmesinde büyük rol oynar.
İptal kültürü neden meydana gelir?
İptal kültürü, özellikle toplumsal hassasiyet içeren durumlar söz konusu olduğunda zorunlu bir hareket gibi görülür ve hızlı şekilde meydana gelir.
Bu durumlara örnek olarak:
- Kadına şiddet
- Hayvana şiddet
- Taciz
- Irkçılık
- Doğaya zarar verme
verilebilir.
Son dönemin en çok ses getiren iptal kültürü örnekleri: Ozan Güven’e ve Tamer Karadağlı’ya ne olmuştu?
Son dönemin en çok akılda kalan iki iptal kültürü örneği ünlü oyuncu Ozan Güven ve Tamer Karadağlı’nın başına geldi. Kız arkadaşı oyuncu Deniz Bulutsuz’u darp ettiği gerekçesiyle Ozan Güven, Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödül Töreni esnasında sunuculuk yaparken oyuncu Nihal Yalçın ile yaşadığı gerginlik nedeniyle Tamer Karadağlı iptal kültüründen payına düşeni aldı. Kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddete kayıtsız kalmayan kitleler, Ozan Güven ve Tamer Karadağlı ikilisini sosyal mecralarda topa tutarken pararlelde Deniz Bulutsuz ve Nihal Yalçın’a desteklerini de esirgemedi. Yalnızca sosyal mecralarla da sınırlı kalmayan iptal hareketi, her iki oyuncunun iş ve sosyal yaşantısına da oldukça olumsuz şekilde yansıdı.
Ozan Güven ve Tamer Karadağlı’nın yanı sıra, her iki isimle yakın olduğu bilinen kişiler de en az iki oyuncu kadar tepki topladı. Bu kişiler arasında Ozan Güven ile hem iş hem de iş dışı arkadaşlığı olan ünlü komedyen Cem Yılmaz, olaylara kayıtsız kaldığı; bunu yaparken amacının Ozan Güven’den taraf olmak olduğu gerekçesiyle sert eleştirilerle karşı karşıya geldi. Öte yandan Çocuklar Duymasın isimli dizide uzun yıllar Tamer Karadağlı’nın partneri rolünü oynayan Pınar Altuğ Atacan, Tamer Karadağlı’yı destekler nitelikte bir açıklamada bulunduktan sonra tüm şimşekleri üzerine çekmiş oldu.
İptal kültürü abartılıyor olabilir mi?
İptal kültürü varlığını sürdüredursun, hakkında bulunan tartışmalar da gerek ülkemizde gerek dünyada hız kesmeden sürüyor. Bir taraf iptal kültürünün gerekli olduğunu ve buna maruz kalmayı hak edecek kötülükte davranışlarda bulunan kimselerin iptal edilmesi gerektiğini savunurken, diğer taraf iptal kültürünün de bir çeşit psikolojik şiddet olduğunu ve iptal uygulamalarını, özellikle söz konusu kriminal kabahatler değilse, uzun süre sürdürmenin yersiz olduğunu savunuyor. Kişiler tamamen iptal edilmeli mi, yoksa iptal edilse dahi herkes ikinci bir şansı hak eder mi? Konuya dair pek çok soru hala kesin bir cevaba kavuşmuş değil.
Kaynak: Webtekno