Otomotiv sektöründe yaşanan hızlı değişim, sürücüler için konforu artıran otomatik vites seçeneklerini ön plana çıkarıyor. Günümüzde yeni üretilen çoğu araç otomatik vitesli olarak piyasaya sürülüyor ve şehir içi kullanımlarda sunulan rahatlık tercihleri bu eğilimi güçlendiriyor. Türkiye’de satılan her 100 otomobilden 95’i otomatik vitesli olarak belirtilen veriler, pazarın yönünü net şekilde gösteriyor. Ancak üreticiler neden hâlâ manuel şanzımanlı araçlar üretmeye devam ediyorlar?

Manuel şanzımanlar, daha düşük maliyet ve bakım avantajı gibi unsurlarla üretim maliyetlerini düşürerek üreticilere rekabetçi fiyatlar sunma imkanı veriyor. Özellikle gelişmiş olmayan ülkelerde bu fark daha da belirginleşiyor. Örneğin Ağustos 2025 güncel Fiat Egea tablolarında manuel vitesli aracın fiyatı 949.900 TL iken, otomatikli versiyon en ucuz olanı 1.579.900 TL olarak kayıtlara geçiyor; aradaki fark büyük ölçüde maliyet farkını ortaya koyuyor.

Sürücü alışkanlıkları da manuel şanzımanın üretimini sürdürmenin bir diğer önemli nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de bir süre önce yürürlüğe giren bir düzenleme ile sürücü adaylarının otomatik vites ehliyetine yönlendirilmesine rağmen, geçmişteki eğitim ve sınav süreçleri manuel araçlar üzerinden gerçekleşti. Bu nedenle bazı sürücüler, alışkanlıkları gereği otomatik vites otomobillere karşı daha mesafeli davranıyorlar ve üç pedallı araçlara talep devam ediyor.

Bakım maliyetleri de manuel şanzıman için avantaj sağlar. Parça sayısı ve yapısal sadeleşme nedeniyle bakım maliyetleri, otomatik çözümlere kıyasla daha düşük oluyor.Bu durum, kullanıcılar için önemli bir kriter olmayı sürdürüyor ve manuel şanzımanlı araçları uzun vadede popüler kılıyor.
Sonuç olarak neredeyse tüm üreticiler otomatik şanzıman yönünde ilerlerken, manuel vitesli araçlar ne yazık ki tamamen yok olmuyor. Maliyet, alışkanlık ve bakım gibi etkenler, bu üç pedallı alternatifin hâlâ niş kategoride de olsa varlığını sürdürüyor.
Kaynak: Webtekno


