Samsung, Trump Yönetimiyle İlişkilerini Güçlendirmeye Çalışıyor
Birçok büyük teknoloji şirketi, Ocak ayında Başkan Trump’ın açılış fonuna önemli bağışlarda bulunmuştu. Bu bağışların ardındaki temel sebep, Trump’ın farklı sektörlerde uygulamayı vaat ettiği tarifelerdi. Özellikle yabancı şirketler onun hedefinde yer alıyordu. Bu bağlamda, Samsung’un, Trump yönetimi ile daha yakın ilişkiler kurabilmek için yeni bir halkla ilişkiler başkanı arayışında olduğu bildirilmektedir.
Mevcut durumda Samsung’un Kuzey Amerika ilişkilerini yöneten kişi Mark Lippert. Lippert, Obama döneminde Güney Kore’ye Amerika Birleşik Devletleri büyükelçisi olarak atanmış ve 2022 yılında Samsung’a katılmıştı. Ancak yalnızca iki yıl sonra, Lippert’in görevinden istifa edeceği ve yerine Trump yönetimi ile ilişkileri olan bir halkla ilişkiler başkanının aranacağı belirtiliyor. Bu durum aslında pek de sürpriz değil.
Tarife uygulamaları dışında, mevcut başkan Samsung gibi büyük teknoloji şirketleri için başka riskler de barındırıyor. Apple, Trump’ın ilk dönemindeki stratejiyi tekrar etmeye çalışıyor. CEO Tim Cook, Apple’ı tarifelerden muaf tutabilmek adına Trump ile birden fazla görüşme yapmıştı.
Samsung, Trump’a Yanlamaya Başladı, Aman Ağzımızın Tadı Kaçmasın
ABD, Samsung için büyük bir pazar ve şirket, mevcut politik iklimi düzgün bir şekilde yönetemezse önemli bir dezavantajla karşı karşıya kalabilir. Ancak Samsung, Apple’dan bir adım önde bulunuyor çünkü artık üretimini Çin’de gerçekleştirmiyor; Trump’ın en çok bağımlılığı azaltmaya çalıştığı bölge de burası. Güçlü bir halkla ilişkiler başkanı, Samsung’a Trump yönetimiyle iyi ilişkiler kurma konusunda büyük bir avantaj sağlayabilir. Tim Cook’un, Trump’a Apple’a uygulanan tarifelerin yabancı şirketler için avantaj oluşturacağını anlatacağı kesin gibi görünüyor.
Samsung, Amerikan pazarındaki önemli payını kaybetmemek için bu siyasi engelleri dikkatli bir şekilde aşmak zorunda. Akıllı telefon sektörü, dünya genelinde uyum içinde çalışan onlarca sistemin oluşturduğu karmaşık bir yapıdır. Şu anki eylemler, bu sistemleri tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu sistemleri bozmuş durumda. Şirketler, üretimlerini ABD’ye kaydırarak bu durumu telafi etmeye çalışıyor.
Sonuç olarak, tarifeler sonunda Trump’ın istediği sonucu elde etse de, bu süreçte Samsung gibi şirketler ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Yabancı şirketler, önümüzdeki yıllarda büyük kayıplarla karşılaşmamak için tüm stratejilerini devreye sokmak zorunda kalacaklar.