Kalp, vücudumuzun her köşesine kan pompalayan muhteşem bir organdır. Kalp damarları ise bu kanı dağıtan önemli yapılar olarak işlev görür. Ancak tansiyon aletleri, kan basıncını ölçme işlevini nasıl yerine getirir? Gelin, bu süreci daha yakından inceleyelim.
Tansiyon aleti ya da diğer bir adıyla sfigmomanometre, 1896 yılında İtalyan doktor Scipione Riva-Rocci tarafından icat edilmiştir. Bu ismin ilk kısmı, Yunanca kökenli olup “nabız” anlamına gelirken, ikinci kısım ise basıncı ölçmek için kullanılan bir cihazı ifade eder. Tansiyon aletleri genellikle kişinin koluna sarılabilen kauçuk bir manşet ile tasarlanmıştır ve üç ana bölümden oluşur:
- Hava ile şişirilebilen bir manşet,
- Manşondaki hava basıncını ölçmek için kullanılan bir basınç ölçer (manometre),
- Brakial arterden (üst kolunuzda bulunan ana arter) kan akışı sırasında çıkan sesi dinlemek için kullanılan bir steteskop.
Basınç ölçerin ölçeği, 0 ila 300 mmHg arasında değişmektedir. Bu basınç ölçerin üzerinde manşeti şişirmek için bir lastik pompa ve havayı dışarı atmak için bir düğme bulunmaktadır. Kan basıncını ölçmek için, manşet çıplak ve gerilmiş üst kolun etrafına yerleştirilir. Manşet, koltuk altındaki kan akışını durdurana kadar şişirilir. Ardından, hava manşetten yavaşça boşaltılır ve kan tekrar koldan akmaya başlar. Kan akışı başladığında, kalpten pompalanan kanın oluşturduğu dalga, atardamarların duvarlarına çarparak bir ses meydana getirir. Bu ses, steteskop aracılığıyla duyulur veya elektronik bir cihazda ekrana yansır.
Ayrıca, bu çarpma sesi ilk kez duyulduğunda, sistolik kan basıncı yani büyük tansiyon tespit edilmiş olur. Çarpma sesi durduğunda, yani son defa duyulduğunda, basınç ölçerden diyastolik kan basıncı yani küçük tansiyonu öğrenmiş olursunuz. Özetle, bir tansiyon aletinin ölçüm mekanizması bu şekilde işlemiş olur.
Kaynaklar: How Stuff Works, Türk Eczacılar Birliği
İlginizi çekebilir:
Webtekno
