Yapay zeka, ortaya çıkışından bu yana uzun bir yol kat etti, lakin gerçek manada insan zekasını taklit edebilmesi için hala çok yol kat etmesi gerekiyor. Fakat, nano teknolojideki son çığır açan gelişmeler, evvelden yalnızca insan beynine has olduğu düşünülen öğrenme ve hatırlama yeteneklerine sahip yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesinin yolunu açtı. Bellekler, bu hudut ağları boyunca aktivite desenleri halinde beyinde depolanır.
Bellek oluştuğunda, aşikâr nöronlar aktive olur ve ortalarındaki ilişkiler güçlenir. Bellek geri çağrıldığında, tıpkı nöronlar tekrar aktive olur, tıpkı hudut aktivite deseni tekrar aktive edilir. Beynin ayrıyeten vakitle bellekleri konsolide etme yeteneği de vardır, nöronlar ortasındaki kontakları güçlendirerek belleklerin çürümeye daha güçlü hale gelmesini sağlar. Bellek oluşumu ve geri çağırma sistemleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, sinirbilim ve yapay zeka araştırmalarındaki ilerlemeler, bu karmaşık süreç hakkında yeni ışık tutmaktadır.
Yapay zeka beşere mahsus zannedilen bir özelliği daha kopyaladı
Sydney Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, insan beyni ile ilişkilendirilen yüksek düzeyli bilişsel işlevleri taklit etme yeteneğine sahip nanoteller ağlarının bulunduğunu keşfettiler. Bu ağlar, plastik gereçlerle kaplanmış yüksek iletkenli gümüş tellerden oluşur ve dinamik kompleks bir ağ haline gelebilen hafıza ve sürece kapasitesine sahip bir ağ oluşturmak için zaten bir ortaya getirilebilir. Testlerde insan beyni üzere öğrenip hatırlayabilen ağlar, voltajları manipüle edilerek hafıza kapasiteleri ve doğruluğu artırıldı ve insan belleğine benzeri biçimde devre üzerinde yedi adım sonunu “hatırlayabildi”.
Nöron Ağı Bu çığır açan gelişme, otonom araçların geliştirilmesinden daha gelişmiş sıhhat sistemlerinin oluşturulmasına kadar yapay zeka alanında geniş bir uygulama yelpazesine sahip olabilir. Lakin, tıpkı vakitte yapay zeka ve teknolojinin hayatımızdaki rolü hakkında değerli etik soruları da gündeme getiriyor.
