The Witcher, The Witcher 2: Assassin of Kings ve The Witcher 3: Wild Hunt derken, Geralt’ın uzun ve macera dolu serüveninin sonuna geldik. Bizlere birçok unutulmaz hikâye, karakter ve ve deneyim sunan bu seri, artık Geralt’ın hikâyesini konu almayacak. Kısaca, yeni Witcher oyunuyla birlikte yeni bir ana karakter ile yeni bir yolculuğa yelken açacağız.
Bu yeni ana karakterin kim olacağı ve oyunun hangi zaman dilimini konu alacağı da dâhil olmak üzere hiçbir detay henüz belli olmasa da yeni Witcher oyunu ile birlikte görmek istediğimiz her şeyi uzun uzun anlattık. Ayrıca yazımızın içerisinde Witcher evreninin derinliklerine de indiğimizi ve yazımızın Witcher kitaplarına dair bazı spoilerlar içerebileceğinin uyarısını yapmak istiyoruz. O hâlde içeriğimize geçelim.
Önce istemediğimizden başlayalım: Yeni bir Cyberpunk vakası
The Witcher serisi ile oyun dünyasında çok büyük ses getiren ve birçok oyuncunun kalbini kazanan CD Projekt Red, gelmiş geçmiş en çok beklenen oyunlardan bir tanesi hâline gelen Cyberpunk 2077 ile büyük bir fiyaskoya imza atmıştı. Oyunun şimdiki durumunun çıkışına nazaran çok daha iyi ve hatalarının büyük bir kısmı düzeltilerek oynanabilir bir hâle geldiğini söyleyebilsek de negatif popülaritesini hiçbir zaman tamamen üzerinden atamayacak gibi gözüküyor.
Yeni The Witcher oyununun böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını hiç istemeyiz. CD Projekt, umarız ki Cyberpunk 2077 ile yaptığı tüm hatalardan güzelce ders çıkarmış ve bu hataları bir daha tekrarlamamak üzere yol almaya başlamıştır. Çünkü yeni Witcher oyunu, CD Projekt’in kendisini oyunculara affettirerek eski itibarını kazanması için son şansı olabilir.
Gelelim en vurucu noktaya: Oyunun ana hikâyesinin geçeceği zaman dilimi
Witcher evreni, göründüğünden de büyük bir evren. Karanlık unsurlar ve entrikalarla dolu olan bu dünya, daha çok Geralt of Rivia’nın hikâyesine odaklanıyorsa da içerisinde birçok ilgi çekici karakter ve derin hikâyeler barındırıyor. Örneğin, Leo Bonhart. Acımasız bir profesyonel kelle avcısı olan Bonhart, kitaplarda da bolca karşımıza çıkıyor ve sadist kişiliği ile ön plana geliyordu. Bizlere, bu zamana kadar Witcherların acımasız varlıklar olduğunu ve kılıç dövüşünde sıradan bir insandan çok daha yetenekli oldukları aktarılsa da Bonhart, tek başına birçok Witcher’ı katletmiş ve hatta madalyonlarından koleksiyon dâhi yapmıştır.
Evren, sadece bu tarz karakterler ile de sınırlı değil. Oyunlarda da özellikle Triss Merigold’un birçok kez bahsettiği bir ülke olan Kovir ve Poviss’in öyküsü de oldukça etkileyici. Redanya’ya bağlı olan Kovir ve Poviss’in bağımsızlıklarını ilan etmesi ve zenginliklerle dolu tarafsız bir ticaret ülkesi olarak kalmalarının yanı sıra Redanya’nın işgal kuvvetlerinin karşısına devasa bir ordu ile çıkarak Redanya’yı şaşırtması da dâhil olmak üzere, epey etkileyici serüvenler konu alınabilir.
Kovir ve Poviss’in tamamen tarafsız bir ülke olması ve Nilfgaard ile Kuzey ülkelerinin savaşına karışmaktan duyduğu çekimserlik ile yeni Witcher oyununun yer alacağı ülke olmak için en iyi aday olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü gerek kitaplarda, gerekse CD Projekt’in Witcher serisinde Nilfgaard ile Kuzey’in savaşına bolca tanıklık ettik. CD Projekt’in Witcher üçlemesinde; Ofir, Zerrikanya, Rivya ve Vengerberg de -bazılarını Thronebreaker: The Witcher Tales ile gördük ama biz ana oyunlardan bahsediyoruz- dâhil olmak üzere henüz görmediğimiz birçok ülke olsa da bunlardan en uygun potansiyel adayın Kovir olduğunu düşünüyoruz.
Bunun sebebi ise CD Projekt Red’in The Witcher 3: Wild Hunt ile sıkça bahsettiği Kovir ile ilgili planları olduğunu tahmin etmemiz. Ayrıca Nilfgaard’ın tüm dünyayı ele geçirerek kendi tebaası yapma planını sürekli olarak görmekten sizler de sıkılmadınız mı? Bu yüzden CD Projekt’in yeni Witcher oyunu ile birlikte bizleri biraz da olsun bu kargaşadan uzaklaştıracağını ve en büyük odağı karakterimizin hikâyesine verecek olmasını bekliyoruz. Yeni Witcher oyununun duyuru görselinde bulunan madalyonun Vaşak Okulu’na (Bir CD Projekt çalışanı tarafından doğrulandı.) ait olduğunu ve böyle bir okulun Witcher evreninde bulunmadığını -hayranlar tarafından oluşturulan bir hikâye dışında- da belirtmekte fayda var.
Eksiklikler giderilsin: Daha karanlık ve teknik anlamda çok daha gelişmiş bir oyun
Karanlık dediğimizde aklınıza ilk olarak Witcher 3’te bolca yer alan karanlık mağaralar gelebilir. Öyle bir karanlıktan bahsetmiyoruz. Kürelerin birleşimi sonrasında bu evrende birçok yaratığın kol gezdiğini ve oyunlarda daha yarısıyla bile karşılaşmadığımızı düşünün. Unreal Engine 5 ile birlikte teknik anlamda çok daha üst seviye bir iş olacağını tahmin ettiğimiz yeni Witcher oyunu, bu yaratıklar ile oyun içerisindeki korku dozunu bir hâyli arttırabilir.
Evrenin ve atmosferin acımasızlığını, bitmeyen savaşın çaresizliğini hissettirecek türden bir oynanış deneyimi yaratmak, hiç olmadığı kadar mümkün. Kovir, bu bahsettiğimiz unsurlara en az sahip olan ülkelerden bir tanesi olarak yer alsa da tüm oyunun Kovir’de geçecek hâli yok ya. Aynı Witcher 3’te de olduğu gibi, birçok farklı bölgeye seyahat edebilme olasılığımız da oldukça yüksek.
The Witcher 3: Wild Hunt, gelmiş geçmiş en başarılı oyunlardan bir tanesi olarak kabul ediliyor ve oyun dünyasında en çok ödül alan ikinci oyun olarak yer alıyorsa da teknik anlamda katetmesi gereken uzunca bir yol olduğunu hepimiz biliyoruz. Oyun içerisinde yer alan at sürme, dövüş, yürüme ve koşma da dâhil olmak üzere birçok mekaniğin ve animasyonun elden geçirilerek, çok daha iyi bir hâle getirilmesi gerekiyor.
Witcher 3’ün büyük oranda rol yapma türünde bir oyun olduğunu ve onu öne çıkaran şeyin; karakterleri, diyalogları, seslendirmeleri, müzikleri, atmosferi, evreni, hikâyesi, görev yapısı ve daha birçok detay olduğunu biliyorsak da yeni Witcher oyunu ile birlikte teknik anlamda daha ileri seviye bir oyun görmek istiyoruz.
Hepinizin sesi olalım: Lütfen yan görevlere dokunmayın
Günümüzde açık dünya dendiğinde; getir-götür işleri, karargah ele geçirme ve herhangi bir derinliği olmayan, sırf oyuncunun oyun içerisinde biraz daha zaman geçirmesi için tasarlanan yüzlerce kez tekrar eden yan aktiviteleri gözümüzün önüne getiriyoruz. Witcher 3 de içerisinde onlarca yan aktivite barındıran bir oyun. Peki onu, az önce bahsettiğimiz bu sıkıcı yan aktivitelerden ayıran ne?
Canavar inlerini yok et, Gwent kartları topla ve hazine avlarına çık gibi basit aktivitelerin yanı sıra Witcher 3’ün içerisindeki yan görevlerin oyun içerisindeki derinliği epey önemli. Yaptığınız seçimler de dâhil olmak üzere birçok farklı sona sahip olan bu önemli yan görevler, adeta bir ana görev kalitesinde tasarlanmış. Bizler de CD Projekt Red’in yeni Witcher oyunu ile birlikte bu yan görev kalitesini korumaya devam etmesini diliyoruz. Kendimizi ana görev tadında maceralarda hissettiğimiz ve verdiğimiz kararların ağırlığına tanıklık ettiğimiz bu maceralar, şirketin en iyi yaptığı işlerden bir tanesi.
Buna kim itiraz eder ki?: Daha fazla GWENT!
İlk olarak, Witcher 3 içerisinde bir yan oyun olarak kurgulanan Gwent, o kadar popüler bir hâle gelmişti ki kendi ayrı çevrimiçi oyununa bile kavuşmuştu. PC, iOS ve Android cihazlarda ücretsiz oynayabileceğiniz Gwent, doğal olarak Witcher 3’te gördüğümüzden çok daha detaylı ve farklı bir yapıya sahip. Witcher 3 içerisindeki Gwent, GWENT: The Witcher Card Game ve Thronebreaker: The Witcher Tales derken birçok Gwent içeriğine sahip olsak da daha fazlasını isteyecek olsak bencilliğe girer mi ki?
Yeni Witcher oyunu ile birlikte Witcher 3’te gördüğümüz Gwent’in çok daha gelişmiş bir hâlini görmek oldukça güzel olurdu doğrusu. Ayrıca CD Projekt’in Project Golden Nekker adı altında Gwent’i ön plana alan yeni bir tek kişilik oyun geliştirdiğini ve çıkışının da bu senenin sonlarına doğru planlandığını biliyoruz. Bahsedilen bu oyun, Thronebreaker: The Witcher Tales tarzında bir oyun olmayacak ve farklı bir hikâyeli Gwent deneyimi sunacak.
An itibarıyla yeni Witcher oyunundan beklediğimiz her şeyi derlediğimiz yazımızın sonuna geldik. Sizlerin de yeni Witcher oyunu hakkındaki düşüncelerini ve beklentilerini merakla yorumlarda bekliyoruz.
Kaynak: Webtekno