Kan grubumuzdaki çeşitli antijenlerin varlığıyla ya da eksikliğiyle belirlenen kan türleri, aslında oldukça karmaşık ve gizemli bir konu. Yaklaşık 30 yıl önce beklenenin dışında keşfedilen bir kan grubu, adını daha önce hiç duymadığımız kan çeşitlerinin de var olabileceğini gözler önüne seriyor.
“Sara” ismi verilen bu kan grubunun ortaya çıkış hikayesini öğrenince oldukça şaşıracaksınız.
Kan gruplarında, kırmızı kan hücrelerimizde bulunabilecek yüzlerce farklı antijen vardır ve grupların isimlerinin belirlenmesinde bu antijenler rol oynar.
Ancak bilinen bu kan grubu sistemlerinin dışında kanımızda, çoğu insanda ortak olan bir antijen yoksa ya da aksine çoğu insanda bulunmayan bir antijen varsa “nadir” adı altında geçen, adını daha önce duymadığımız bir kan grubuna sahip olmamız mümkün.
Eğer vücudumuzdaki kan nadir bir antijene sahipse ve bu antijenin olmadığı herhangi bir gruba ait kan hastanın vücuduna nakledilirse, bu aktarılan kan da doğal olarak vücutta yabancı bir madde olarak algılanacak ve çeşitli tepkimelere yol açacaktır.
Bu duruma örnek olarak 1990’larda araştırmacılar, tesadüf eseri Sarah isimli bir genç kızın kanını analiz etti ve kanda farklı tepkimelerle karşılaştı.
Detaylı incelemelerin sonunda Sarah’nın kırmızı kan hücrelerinde, daha önce hiç rastlanmamış yeni bir antijen keşfedildi. Bu durum genç kızın, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki ana proteinlerden biri olan glikoforin A’yı kodlayan DNA dizisinde, tek bir nükleotidin değişimiyle meydana gelmişti.
Ardından araştırmacılar, genç kızın anne-baba ve hayatta olan tüm akrabalarının da kanını incelemeye başladı. Sarah’daki bu antijenler, ailesin kanında da bulunmaktaydı ve Sarah’ya ithafen bu kan grubuna “Sara” ismi verildi.
Bu eşsiz kanı dondurup saklayan araştırmacılar, Sarah’ya ve ailesine ait olan bu benzeri görülmemiş vakayı “aile kan grubu” olarak adlandırdı.
Bu olaydan yaklaşık 10-15 sene sonra ise Kanadalı bir anne, doğum esnasında aşırı miktarda kan kaybetti ve kan tedariğini sağlamak amacıyla anneye ve bebeğe bir takım testler uygulandı.
Bebekte bir kan uyuşmazlığı olduğu tespit edildi ve bu durum, detaylı bir şekilde analiz edilmeye başlandı. Annenin plazması, nadir olarak görülen 50’den fazla panele karşı test edildi ve bu kan, sadece Sara kan grubuna ait olan hücrelerle reaksiyona girdi.
Test sonuçları, anneye ait kanda anti-Sara antikorlarının varlığına işaret etti ve annenin Sara negatif olduğu ortaya çıktı. Yani bu antikorlar, bebeğin Sara pozitif hücrelerine saldırmıştı.
Böylelikle Sara kan grubu, Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği tarafından artık resmen tanındı.
Özetle; şaşırtıcı bir şekilde bambaşka kıtalarda yaşayan 2 kişiden ve ailelerinden yola çıkılarak farklı bir kan çeşidi keşfedildi ve bu kan türü, dünyada yalnızca iki aileye özgü olarak tarihe geçti.
Kaynak: Webtekno