Cumartesi, Mayıs 4, 2024
Ana SayfaOyunHalf Life Hakkında

Half Life Hakkında

Half Life Hakkında

Half Life doksanlı yıllarda çıkmış ve oyunlar ile ilgilenen bildiği bir oyun. Hepimizin belki de çocukluğunda ki internet kafelerin yıldızıydı. Açıklamaya ne kadar gerek var bilmiyorum ama oyun hakkında bilgi vermem gerekiyor gibi hissediyorum. FPS bakış açısından bir bilim adamını kontrol ediyoruz Half Life oyununda, yapılan bir deney sonucu bir kaza oluşuyor. Bu kaza sonucunda Xen adlı gezegenden bilmediğimiz bir türde yaratıklar dünyamıza gelmeye başlıyor. Tam bu noktada sarpa saran işleri düzeltmek ve dünyayı kurtarmak için ana karakterimiz Gordon Freeman tüm yükümlülüğü omuzlarına alıyor. Bu noktadan sonra Gordon’ın amacı dünyayı bilinmeye yaratıklardan kurtarmak ve hayatta kalmak oluyor. Half Life kısaca hikayesi bu şekildedir. Bu noktadan sonra değinmemiz gerekenler hikâye ve oynanıştır.

Ulaş Utku Bozdoğan: Half Life Hakkında 1
Ulaş Utku Bozdoğan: Half Life Hakkında 5

Half Life Hikayesi Nasıl?

Half Life denilince aklımıza gelen belki de son detay hikâye olabilir. Hayır bahsettiğim nokta Lore değil hikâye. Oyun neredeyse hikâyeyi diyaloglar ile hiç oyuncuya yansıtmıyor. Bu noktada oyunun hikayesini övebileceğim ya da eksiklerini anlatabileceğim bir nokta oluşturmuyor. Evet bende biliyorum ki Half Life oyununun Lore’u çok iyi belki de oyun tarihinin en iyisi. Fakat oyun bunu oyuncunun önüne hiç atmıyor. Sadece hikâye değil etrafta olan biteni ve yaşananları da oyuncuya Npcler tarafından oyuncuya hiç vermemesi.

Burada ise oyunun tercihi devreye giriyor oyunun hikâye anlatım tercihi gördüklerimizden biraz farklı. Oyun hikâyeyi etraftaki materyaller ile vermesi. Oyun size hikâyeyi anlatmak yerine haritada yaptığı detaylar ile veriyor ve bulunduğunuz yerde yaşanan olayları kendi kafanızda kurmanızı, hayal gücünüzü kullanmanızı istiyor. Oyunun bir diğer seçimi ise ana karakterimiz Gordon’ın oyun boyunca tek bir diyaloğu bile olmamasıdır. Oyun karakteri sessiz yapmasının sebebi de kendimizi karakterin yerine koymamızı istemesidir. Peki kendimizi karakterin yerine koyabiliyor musunuz? Ben pek kendimi koyamıyorum bunun sebebi de karakterin yaşamaya dair hiçbir belirti göstermemesi. Ne tarz bir insan olduğunu bilmediğiniz bir karaktere sempati duymak ya da kendinizi onun yerine koymak zor olabiliyor. Biliyorum karakter tasarlanırken amacın baş karakterin bizzat kendiniz olduğunu düşmenizi istiyorlar fakat hiçbir seçim yapamadığımız karakterin yerine kendimizi nasıl koyacağız.

Ulaş Utku Bozdoğan: Half Life Hakkında 3
Ulaş Utku Bozdoğan: Half Life Hakkında 6

Half Life’ın Oynanışı Nasıl?

Half Life çıktığı zaman oyun dünyasına ne tarz yenilikler ve devrimler getirdiğini biliyoruz. Çıktığı zaman iyi giden FPS türüne yeni bir soluk getirmiş ve oyun dünyasını derinden sarsmıştı. Oyunu ilk oynadığım zaman aklımı başımdan almış şu zamana kadar oynayıp oynayabileceğim en iyi oyun olduğunu düşünüyordum. Oyunun bende bu etkiyi yaratmasının sebebi çok az oyun deneyim etmemin etkisi de var tabi ki. Half Life’ın oynanışına gelirsek tek düze ilerleyen bir oynanışa sahip. Karşınıza gelen çeşit çeşit düşmanları öldürüyor ve gitmek istediğiniz yere gidiyorsunuz. Oyun sadece bununla kalmıyor ve yolda geçirdiğiniz süre zarfı boyunca size çeşit çeşit silah, harita dizaynı ve düşman çeşidi sunuyor. Bu da oyunu akılda kalıcılığını sağlıyor. Bu çeşitlikleri biraz açmamız gerek. Örneğin oyunda çeşit çeşit silah bulunmakta ve bu silahlar günümüz FPS oyunlarındaki gibi aynı silahın farklı halleri değil. Tabi bu tarz ateşli silahlar da bulunmakta fakat, oyun harita dizaynlarına bu silahları çok iyi yediriyor. Örneğin oyunun belirli bir bölümünde su altında savaşmanız gerekiyor. Diğer tüm silahlar su altında çalışmadığından oyun tam o anda size Crowbar silahını veriyor ve su altında ki dev pirana ile o silah yardımı ile kapışıyorsunuz. Daha elektrik silahı ve delici silahının oyuna ne kadar çeşitlilik kattığını söylemiyorum bile. Tüm bu çeşitlilik iyi güzelde bunu tamamlayan en önemli unsur vuruş hissidir. Peki bu oyunda nasıl? Oyunun vuruş hissi günümüzde hiç iyi sayılmaz fakat çıktığı yıl gerçekten iyi bir vuruş hissine sahipti. Bunun sebebi vurduğunuz düşmandan çıkan kan ve parçalanma efekti ile alakalı. Düşmana vurduğunuzda gerek parçalanma gerek duvara ya da herhangi bir yere bulaşan kan efekti vuruş hissinin temelini oluşturmakta. Söylediğim gibi bu vuruş hissi günümüz şartları için ne kadar yetersiz olsa da çıktığı yıl için iyiydi.

Oyunun harita ve düşman tasarımlarına gelecek olursak, yeterli bir seviyede olduğunu söyleye bilirim. Her saat de neredeyse harita ve düşmanlar değişiyor. Oyunun ilk başlarında Black Mesa laboratuvarlarında ki, ağır ağır ilerleyen düşmanlar ile oyun başlıyor ve sonuna kadar daha zor ve farklı düşmanlar, harita tasarımları önünüze koyuyor. Bu durumda oyunun canlı ve sıkılmayacağınız bir şekilde olmasında yardımcı oluyor. Örneğin oyunun belirli bir bölümünde yaşananları örtbas etmek için Amerikan askerleri bulunduğunuz yeri basıyorlar. Amaçları bu olaylara tanık olmuş her canlıyı öldürmek olduğundan, hanenize uğraşmanız gereken yeni bir düşman çeşidi ekleniyor. Kimi zaman yaratıklar ve Amerikan askerlerinin, savaşının ortasında kalıyorsunuz. Bu durumda oynanış ve harita dizaynını çeşitlendiriyor. Oyunun bir diğer iyi yaptığı nokta ise akıcılık ve akılda kalması. Çoğumuz Half Life’ı eğer tekrar oynarsak çoğu sahneyi hayal meyal hatırladığımızı fark ediyoruz. Bunun en büyük sebebi girdiğimiz savaşların farklı olması ve akılda kalıcılığıdır. Bu oyun çıktığı yılın Uncharted’ı gibiydi sahnelerin akıcılığı ve sahnedeki animasyonlar çok üst seviyeydi. Oyun o kadar akıcı bir şekilde ilerliyor ki kopukluk hissi hiç yaşamıyorsunuz. Harita geçişlerinde bile yüklemeyi siyah bir ekranda yapmayıp birkaç saniyeliğine çıkan “Looding” yazısı ile yaptığından hiç kopukluk yaşamıyorsunuz.

Half Life günümüzde bile hayla oynanabilecek iyi bir deneyim. Eğer bugüne kadar hiç deneyim etmediyseniz kesinlikle oynamanız gereken bir oyundur.

Avatar Of Ulaş Utku Bozdoğan
Ulaş Utku Bozdoğan
Teknoloji alanındaki güncel gelişmeleri titizlikle takip edip bu konuda derinlemesine analizler sunan bir yazar. bilgi teknolojileri, yapay zeka, mobil teknolojiler ve dijital trendler gibi konularda geniş bir bilgi birikimine sahip. Teknolojinin hızla değişen dünyasındaki yenilikleri sade ve anlaşılır bir dille aktarma çalışır. Teknolojinin getirdiği dönüşümleri yakından izleyen ve bu konudaki görüşlerini etkileyici bir şekilde paylaşan Ulaş Utku Bozdoğan, teknoloji haberleri alanında önemli bir ses haline gelir :)
RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Trend Yazılar

Son Yorumlar