Her yıl yaklaşık 10 milyon insanın ölümüne yol açan çağımızın en büyük hastalıklarından kansere dair hala daha sırrını koruyan pek çok gizem bulunuyor. Bu gizemlerden birisi de kanser hücrelerinin, bir tümörden ayrıldıktan sonra vücudun diğer bölgelerine yayılarak metastatik kansere dönüşmeden önce nasıl yıllarca pasif bir şekilde uykuda kaldığıydı.
Ancak yapılan son araştırmalar ışığında bunun neden olduğu sonunda ortaya çıktı. Nature Cancer’da yayımlanan bulgulara göre kanserli hücrelerin yıllarca uykuda kalmasının sebebinin, hücrenin çevresinde bulunan bir tür kolajen olduğu anlaşıldı.
Kolajen seviyesinin azalmasıyla hücreler kötü huylu hale geliyor
Araştırmaya göre hücreler, çevrelerinde tip III kolajen isminde bir tür kolajen salgılayarak bir süre sessiz kalıyor; ancak kolajen seviyesinin azalması sonucunda bu hücreler kötü huylu hale geliyor. Araştırmacılar, hücrelerin etrafının bu kolajen ile zenginleştirilmesi sonucunda ise kanserli hücrelerin uyku halinde kalmasının mümkün olabileceğini ve böylece de tümörün nüksetmesinin önüne geçilebileceğini düşünüyor.
Elde edilen bulguların potansiyel klinik sonuçlarının olduğunu ve bu bulguların muhtemel tümör nüksetmelerini tahmin etmek amacıyla bir biyobelirteç ve hatta hem lokal hem de uzak nüksetmeleri azaltmak adına bir terapötik ‘müdahele’ olarak kullanılabileceğini belirten Doç. Dr. Jose Javier Bravo-Cordero, “Tümör dormansinin biyolojisi ortaya çıktıkça ve yeni spesifik ilaçlar geliştirildikçe, uyku halini indükleyen tedavilerin, özellikle uykudaki hücreleri hedef alan tedavilerle birleştirilmesi, nihayetinde lokal nüksü ve metastazı önleyecek ve kanser remisyonuna giden yolu açacaktır.” ifadelerini kullanıyor.
Kolajen takviyesi ile kanserli hücrelerin uyanması önlenebilir
Canlı bir hayvanda uyku halindeki hücrelerin ortamlarında gerçek zamanlı olarak görselleştirilmesine izin veren bir teknoloji olan intravital iki foton mikroskopisi de dahil olmak üzere yüksek çözünürlüklü görüntüleme tekniklerinin kullanıldığı çalışmada meme, baş ve boyun kanseri hücre dizilerini kullanarak fare modellerinde uyuyan tümör hücreleri gözlemlendi. Bu teknolojiyi kullanan araştırmacılar, hem tümör hücreleri uykudayken hücre dışı matrisinde meydana gelen değişiklikleri hem de hücreler aktifleşip uyandığında yaşanan değişikliklerin bir görselini oluşturdu.
Hastalardan alınan örnekleri inceleyen araştırmacılar, incelemeler sonucunda kollajen bolluğunun, tümör nüksetmesi ve metastazın tahmin edilmesinde potansiyel bir ölçüm olarak kullanılabileceği sonucuna vardı. Fareler üzerinde yapılan deneylerde kanser hücrelerinin çevresindeki tip III kolajen miktarını arttıran araştırmacılar, bu hücrelerdeki kanser ilerlemesinin durduğunu ve kötü huylu hücrelerin uyku durumuna zorlandığını gözlemledi.
Bu da demek oluyor ki tip III kolajen, tıpkı kompleks cilt yaralarının tedavisine benzer bir şekilde, tümör mikro-ortamını zenginleştirmeyi amaçlayan stratejiler ile birlikte metastazın önlenmesinde kullanılabilir. Yani kanserli hücrelerin uyanmasının önüne geçilerek hastalıktan kaçmak mümkün olabilir.
Kaynak: Webtekno